Yeni yüzyıla geçeli yirmi sene olmuş. 2000’lere
girerken yeni asrın adını milenyum çağı koymuştuk. Onu yeni bir başlangıç
olarak kodlamıştı, insanlar. Eğlencelerin de en çok yapıldığı gece 2000’lere
girilen ilk geceydi. İnsanlara refah, haz, eğlence ve reklam tadında bir yaşam
vaaz etmişti. Işıltılı bir küreye ya da İrem bağlarına girilir gibi girildi
2000’lere. Ama 2000’i az geçe o küre tuzla buz oldu, dağıldı. Ütopya, distopyaya dönüştü.
İşgaller, emperyalist hedefler büyütüldü.
Ülkeler yıkıldı. Görülmemiş sayıda insan evsiz, yurtsuz bırakıldı. Çocuklar en
çok bu aralıkta öldürüldü. Avrupalı devletler ve Amerika, Afrika’da ve İslam
topraklarında kasaba dönüştü. Tabiat delik deşik edildi. Eğlencede, heveste ve
konforda sınırlar zorlandı. Bu zaman aralığında, Fransa’da bir parti başkanı
halka Fransa’yı seks cennetine dönüştürme vaadiyle oy istemişti. Haz ve eğlence
çağına pornografik bir boyut katmıştı. En son da bir virüs salgını ile bu gidiş
zedelendi. Eğlenti yerleri boşaldı. Barlar ve diskolar ıssızlaştı. Azgınlığın ışıltılı
mekânları kötü kokulu viranelere dönüştü.
1900’lerden beri miladi takvime göre yaşayan
bizler için aslında değişen bir şey olmadı. Miladi takvim, bizde, önce zaman ve
tarih duygusunu zedeledi. Takvimimizin başlangıcı değişince, tarihin çıkış çizgisi
de değişti. İçinde yol adlığımız zaman miladi takvimin sahipleri adına konuştu
daha çok.
Takvim deyip geçmeyin. Duvarlarınızda asılı
takvimin türü belirler içinizden ve dışınızdan akan vakti. Miladi takvim sizin
cevelan ettiğiniz zaman değil, kiraladığınız başka zamandır.
John LUKACS, Modern Çağın Sonu adlı
eserinde bakın ne diyor: …merkez olma durumumuz
yalnızca mekân üzerinde değil zaman bakımından da geçerlidir. Haz. İsa’nın
yeryüzüne gelişi kâinatın merkezî olayıdır; bütün kâinattaki en büyük en
önemli, olay burada, yeryüzünde meydana
geldi.
Size hâkim olan takvim, sizin kişiliğinizi de
etkiler. Miladi takvim, Hristiyan dininin takvimidir. Modern Çağ’ın
başlangıcında bu takvimi aldık. Sonra kültürünü aldık. Sonra onların hayata,
paraya, insana bakış açılarını. Şiirde ve söylemde Tanrı’yı insanlaştırma
biçimlerini ve daha nice şeyi.
Miladi takvim bizim için emanet bir zamandır.
Bizim her bakımımdan başlangıcımız Peygamber- i Ekber’dedir. Hicret’tedir.
Miladi takvim İbnül Vakt olmamızı sarsan bir şey.
Hicrî takvim aynı zamanda bizim varoluş
ritmimizdir. Bünyemiz onunla beslenmiş, vücut bulmuştur. Bu bünyeyi başka bir
zamanla sarmalamak, bünyeyi vitaminini edindiği topraktan koparmak demektir.
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Saatleri Ayarlama
Enstitüsü’nün temelinde bu İbnül Vakt
krizi vardır.
Yeprem Türk