En klasik halleri bu yaşlarda ortaya çıkar insanın. Varoluşsal ve folklorik alan tek bir kare içinde harmanlanır. Örneğin insan aynı anda halay ve sema çeker yani. Zurna sesi de insanın iç sesi de aynı dalda buluşur çiçek açar. Geniş zaman kipindedir, kişi. Zamanı, her zamanki zamandır. Yaşamın mimarisi kadim bu algı içinde biçimlenir. Kırk yaş faniliğin ve sonsuzluğun harmanlanmış şekilde bulunduğu ulu bir konak yeridir. Bu muhit, ahret ve dünyanın kokteylidir. Mevlana gibi dersek her iki alem aşkın gagasında bir tanedir. Bu gün ölecekmiş gibi beka için hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için hadisi şerifi bu yaşlarda neredeyse bir meleke halini alıyor. Öleniniz var, doğanız da var. Kırk yaş, büyük ve geniş vaktin aynı zamanda büyük anlamın başlangıcıdır. Yunus’ta varlığının iri anlamını kırk yaşında bulmuştu. Çünkü kırk yaş, Peygamberimizle bilinmişti. Mana bakımından onun hatırasıydı. Mucizesini O’nunla göstermişti.
y.t.
y.t.