3 Haziran 2017 Cumartesi

FARKLAR

Doğu ve Batı’nın kavramları ve bunlara yaklaşım farkı her daim arzı endam eder.

Doğu ve Batı, dış cepheden kaynaşş gibi gözükse de temelde ve ruhta hep ayrı ayrı kalmıştır.

Dünyayı anlamlandırma ve yorumlama çabasında ne aynı kalıba ne de aynı manaya varmışlardır.

Örneğin onlar ahret bilgisine eskatoloji  diyor biz mead. İkisinin arasında uçurumlar var. Biri, kozmik bir alemden, uzaydan bahseder gibi konuşuyor. Öbürüyse sağında ve solunda meleklerin yaşadığına inanmanın kanlı ve canlı ruh haliyle.

Onlar pagan derler biz aynı duruma şamanlık deriz. Gerçi şamanlıkta paganlık gibi bir sapkınlık hali değil; haniflik biçimidir. Ve paganlık çok tanrılı bir inanca mensuptur. Türkler, İslamla buluşunca şaha kalkar; oysa Yunanların, Hristiyanlık ile buluşunca ateşi söner. Paganlar, bu buluşmayla eski medeniyetlerinin şaşalı dönemlerini kaybeder.

Bizde nefes vardır. Onlarda imge, kurgu. Platon’un meşhur mimesis(taklit) teorisi de bana buradan gelir. Bu durum, Platon’un nefes kavramını tanımamasıyla ilgilidir. Oysa, bizde nefes kavramına en yatkın dil taşıyan kişinin şair, yazın türünün ise şiir olması hiç boşuna olmadı. Platon, ne kadar şairleri devlet denen feleğin bünyesinden uzak tutsa da, bizde  yeni devlet, milletçe ortaya çıkan nefeslerden sonra temellenmiş, kurulmuştur. Ve bugün, milletimizin ve devletimizin kuruluşunu ve istikbalini çerçeveleyen metin de bir şair tarafından yazılmıştır.



Y.Türk