Ömer Türker, Kelâm Geleneğinin Başlangıç Hikâyesi'ne değiniyor. Bilirsiniz kelamcılar ilk cevher ilkesini reddederler. Bu nedenle de Meşşâî filozoflarından düşünce bakımından ayrılırlar. Kelamcılar için 'Âlem bir yaratıcı tarafından yoktan var edilmiştir.' Grek bilgisi de 'ilk cevher' ya da öz anlayışını benimser. Bence bu iki düşünce, iki medeniyet diline atıf yapar. İlk cevher, dili tabiata çıkan bir düşüncenin kendisine başlangıç bulduğu yerdir. Kelamcıların söyledikleri ise dilini Tanrı'ya çıkaranların başlangıç ilkesidir. Benim anlayışıma göre bir öz, bir cevher var. Bunu Tanrı yaratır. Ve yaratılıştaki daimliği, cevherleri sebep kılan Yüce Tanrı'nın kudreti sağlamaktadır. Bu farklı başlangıç düşünceleri aslında zamanla Filozof ve Peygamber ayrımını getirmiştir. Özcüler filozoflara atıf yaparken; Kierkegaard'a göre dini bireyler -bence doğrusu müminlerdir- Peygamberleri kendilerine kılavuz etmişlerdir. Oysa Adem aleyhisselam, kendisine vahiy inmeden evvel filozoftur. Ayetler inince de Peygamber olmuştur. Ve O'nun filozofluğunu vahiy yönetmiştir. İcma'da hiç mi filozofluk yoktur. Elbette vardır. O halde diyelim: İlk cevherinle çağırayım Mevla'm seni.
*
Erol Göka ile bir söyleşi var. İnsan, dünyada özne olmaktan çıkıyor mu?' diye soruluyor açıkçası. Modernizm hümanizmden, çöp insana (homo-sacer) geldi. Açıkçası insana bu gözle bakılıyor. Dünyada nüfusun fazla olması mıdır bunu söyleten şey ya da insanın halifeliğini kaybedecek denli kıymetsiz ve anlamsız bir duruma düşmesi midir? Düşünmek gerek. Ama dünya genelinde insanlara doğru 'sayıca çoksunuz, gereksizsiniz, değersizsiniz' algısıyla yapılan gizli bir ekonomik-politik ve felsefî propaganda var.
Oysa tarihin, dünya hayatının öznesi daim insandır. İnsan biter mi?
Halife insan, giderse dünya ıssız kalacaktır. İnsan çünkü dünyanın ruhudur. Ruhsuz bir alem yaşayamaz.
*
Orta sayfa sohbeti Yıldırım Ağanoğlu'na ait. Ağanoğlu, Osmanlı tarihinde Balkanlar ve Balkan göçleri üstüne yaptığı çalışmalarla bilinir. Başlık: Osmanlı'da milliyetçilik yapan son topluluk Türklerdi.' Ağanoğlu'nun şu fikrine katılmak mümkün değil: 'Birtakım aydınlarımız her ne kadar onlar da Osmanlı büyük coğrafyasının insanları deseler de, o Osmanlı kalmadı artık.' Osmanlı bilirsiniz bir hanedan adı olmaktan çok bir milletin, medeniyetin ve dünya görüşünün adıdır. Osmanlılık, gecmişe de geleceğe de hükmetmeye devam edecektir. Selçuklu bile bir Osmanlılıktan başka bir şey değildir. Türkiye hakeza. Aslında millet ve medeniyet üstüne fikir üreten göçmenlerin bu husutaki düşünceleri de ilginçtir. İlk Türkçülük, bilirsiniz Kazan'dan gelen göçmen bir fikirdir. Şimdi benzer Türkçülük düşünceleri de Balkanlardan ikinci kez, göçmen olarak gelmektedir. Oysa merkez; millet ve medeniyet düşüncesinde bu fikirlerin üstündedir. Merkez: Osmanlıdır, Büyük Doğuludur.
Y. Türk