Bakıyorum da bazıları modası geçmiş bir akım gibi bakıyor, Vahdet-i Vücûd’a. Yani kavrayamıyoruz aslında ‘varlıktaki birliği’. Gökle birliği, nesnelerle birliği, tabiatla birliği, insan kardeşlerle birliği. Varlıktaki birlik, etle kemikle bir birlik değil. Özce bir birliktir. Tabiî önce içimizde sonra da dışımızda bozuldu bu denge. Yani bakış açımız değişti evvelinde. İçimiz eksildi. Azalan şey ise başta sevgi idi. Doğaya sevgi hissetmiyoruz artık; insana, nesneye... Sevmediğimiz bir şeyle nasıl bir birlik içinde olabiliriz ki. Yunus ‘dağlar ile taşlar ile çağırayım Mevla’m seni’ demiş. Bu birliği derinden duymuş. Bizse bu yalnızlık, hoyratlık ve sevgisizlik içinde nasıl dağlar taşlar ile Allah’ı söyleyebiliriz; onlarla birlik hissine içine girebiliriz ki.
Y. Türk