16 Şubat 2019 Cumartesi

HACI BAYRAM VELİ


Şehir ilmimizin asaları: yaşam sanatımızın erenleri.

Bir devletin gençlik günleri, erenleri gibi şen yaşar olup bitenleri. Vardır çünkü, devlet gibi bir nimete biçim vermeleri.

İstenir ki kurumlarda da açık olsun göğüs üstündeki kapılar, karaya saplanıp kalmasın kalpler.

Olmasın ekonomide köleler ve zincirler; güvenlik için sopalar.

Bir de bildiğim bir şey vardır ki benim: Ahlak, belirlemezse kuralları; güç, hep yetmek için belirir. Dünyayı, meşrebine göre horca kullanır. Kalbi, haksızlığa uğratır ve dağa kaldırır.

Büyük çağlar, benliğin eğitimiyle gelir. Erenlerle bilgi içeri döner, diğer ayağıyla dışarda gezer. Böylece bilgilerin de öz suyu üstünde kalır.

Ey can kişi, sokmaz eren rüyasına gözünden başkasını. Önce düşte tek gördüm, Ankara’yı;  sonra Ankara’da herkesle, der gibisin.

Elbette bazı eserler başlamak ve bitmek için göğüsteki aşka bakar. Şehirler de bu ulu nazarla çalışır.

Selçuklu Ankara’sı, Osmanlı Ankara’sı. Şimdi sen Türkiye Ankara’sı. Haydi, yine çıkar, içinden ulu ahengin kalıbını, öz mayasını.

Ticarette, sanatta, siyasette yeryüzünü sadelik döşesin. İçinde büyük olsun, Tanrı merhametinin ve adaletinin payı.

Aynı anda diriltelim büyük ayrılmaları ve buluşmaları.

Güle güle antik Yunan muallimlerinin zamanı, merhaba  büyük üstatlar ve erenler çağı.


Yeprem Türk