14 Şubat 2019 Perşembe

AZİZ MAHMUD HÜDAİ


Gök berraklığa temizliğe çağrıdır.
Aşkın giriş kapısıdır. Gök, göğse; göğüs, göke yansımalıdır.
Yeryüzünün sütü gökten, ruhun sütü göğüsten sağılır.
İnsanda gök bazen azalır, bazen çoğalır.
Bu biraz da  yeryüzünün düzenine bağlıdır.

Kötülük, yaşama ilişmese, dünya yatkındır aslında, gönlü güldürmeye. Dilerim ki Allah meyve dolu dal versin her iyinin eline.

Selam olsun, göğü göğse; iyiliği, güzelliği parmak uçlarına çağıran eren Mahmud Hüdai’ye.

Selam olsun, aşk olmayınca nesin sen, ey zaman ve mekan? Ya bir senesin işin gücün ayları  günleri leblebi tadında atıştırmak; ya tabiatsın, mesleğin: bitkilerin eline solacak yaprak tutuşturmak. Deyip fanilikteki o büyük nakaratı söyleyene.

Ey eren, şimdi Üsküdar’da, akşamın derdi: can-ı gönülden başlamak. Aşkınsa hesabı meclislere düşüp sabahlamak.

Burası kâinatın güzel bir yeridir, gündüz ve gece. Selam olsun, üç günlük dünyanın üç gününe de.

Günler geçip gitmekteler / Kuşlar gibi uçmaktalar. Muhayyilemde ki Üsküdar, sarıp sarmalayıp bu iki mısraını mendile, verir gelenin geçenin eline.