Edebiyat ve fikir dergilerinde neşet eden her yeni kavramı okudum
ve onu anlamaya çalıştım. Bizim kuşak, Türkiye’nin hem fikir hem de anlayış
olarak hızlı bir dönüşüm gerçekleştirdiği bir zaman diliminde oluştu. Ve bu
çarkın süratli dönüşü, edebiyat hayatına ne gibi katkılar sundu hep bilmek,
yorumlamak istedim. Doğrusu ya akademi dünyası, yeni kavramlar ve deyişler var
etmede hep geri planda kaldı. Genelde üniversite çevreleri medeniyet ve fikir
konusunda şairleri tekrar ettiler. Örneğin bir Akif, bir Necip Fazıl, bir Sezai
Karakoç ya da İsmet Özel olmasaydı, acaba ilim adamları ne konuşacaklardı. Bu
sorunun cevabı kocaman bir hiçtir.
Gerçi şu da bizim için ilginç oldu: Türkiye kurulduğundan bu yana
dünya siyaseti açısından çaylaklık ve çıraklık dönemini geride bırakıp kurucu
bir ülke olmak için yola çıkmışken, bunun yeni edebiyat dergilerine sebebiyet
vermemesi de neyle açıklanabilirdi? Örneğin İtibar dergisi,
aslında doksan kuşağı mantalitesinde bir dergidir. Genç şair ve yazarlar oraya
yığıldı. Fayrap hakeza öyle.
Kuruluş dergisi ikibin kuşağına
has özelliklerle çıkan bir dergiydi. Dağıtımında ve tanıtımında aksaklıklar
oldu. Zaten Edebiyat Ortamı Yıllığı’nda Muhammed Safa bunları dile getirdi. Ne
var ki, dağıtım şirketleri bu konudaki iştahımızı acayip derecede kırdılar.
Kendi bildiğimiz yöntemlerle dergiyi sınırlı sayıda bir okuyucuya da olsa
ulaştırmaya çalıştık.
Kuruluş dergisi birçok yeni kavramlar oluşturdu. Bunu ilk dile
getiren sağ olsun Ömer Yalçınova oldu. Dil ve Edebiyat dergisinde YAKMA kitabım
üzerine kaleme aldığı yazısında Selim Sina Berk, aslında Kuruluş’un çok
öncesinden 15 Temmuz Direnişi’ni hazırlayan yatırımlar yaptığını yazdı. Ve
Kuruluş dergisi, gerçekten bir direniş bekliyordu. Çünkü ‘asa süresi’ adlı
bir kavramla, Türkiye’nin içinde bulunduğu hali Süleyman (as) ‘ın asasına
benzetmiş, Türkiye’nin yoluna bu şekilde devam edemeyeceğini ve değerler
asasının kırıldığını söylemişti. Ve 15 Temmuz Direnişi ile halk bu değerler
asasını yeniden inşa etti. Bunları arkadaşlarım pek konuşmadılar. Ya da
anlamadılar.
Yeprem Türk