25 Mayıs 2018 Cuma

DEĞİNİ


Kuruluş dergisini çıkarmadan önce, edebiyat ortamındaki şu iki şey dikkatimi çekmişti. Birincisi: Edebiyat dergileri ya bir grup dergisi ya da camia dergisi olmaya zorlanıyordu. Piyasaya bir sürü psikolojisi pompalanıyordu. Örneğin bunu FETÖ, iyi beceriyordu. Yüz küsur beceriksiz adamı bir yayım kümesinde toplayıp, bir fikir etrafında büyük külliyatlar kurmuş insanları hem merkezden uzak tutuyor, hem de onları bertaraf etmeye uğraşıyordu.
Şimdi soruyorum size, zaman gazetesi ve onun ekibi etrafından bize kalan bir fikir adamı veya şair var mı? Yok. Amaç neydi peki? Edebiyatın, şiirin, şairin işlevini bitirmek. Başarılı oldular mı? Bir nebze. Himmet topladıkları halk gibi okuyucuları da aldattılar. Bir sürü yeteneği körelttiler, onların önünü tıkadılar. 


 İkincisi: Dergilerden belli bir fikrin, anlayışın yeşermesine, meyveye durmasına izin vermemek için gösterdikleri olağanüstü çabaydı. Ve belli bir yordamla ya da akımla ortaya çıkanları ortamdan dışarı atarak marjinalleştirmeye çalışmalarıydı. Mesela Hakan Arslanbenzer ve çevresinin bazı sertliklerinin aslında sebebi buydu. Ve onların bu oyuna gelmeleriydi. Şimdi durumu toparlamaya çalışıyor, Arslanbenzer. Bazı dergi çevreleri aynısını Kuruluş’a da uyguladı. Biz sonraki kuşaklar, bunları gördük ve bu tuzaklara düşmemeye çalıştık. Ne marjinalleştik ne de fikrimizden ödün verdik.

Yeprem Türk