Kurucu nesil ifadesi hem Türkiye hem de İslam dünyası
için önemli bir ibaredir. Her dönemin, devletin, medeniyetin, çağın kurucu
önderleri vardır. Şiirde, sanatta, siyasette, hukukta, ekonomide.
Her yeni dönem, yeni medeniyet, yeni ufuk; bu kurucu
nesillerin çalışmaları sonucu belirmiştir. Bizim ilk kurucu nesillerimiz
900’lü- 1000’li yılların başlarında ortaya çıkmışlardır. İslam dünyasını ayakta tutan öncü
akideler, öncü kanunlar, öncü yorumlar ortaya koymuşlardır . Aslında asrın
dilini, şifresini İslam’ın mantığıyla tekrar konuşturmuşlardır. Medeniyet
olarak tıkanmayı, donmayı önlemişlerdir. Bugün hala o temeller üzerinde
yaşattığımız bir devletimiz, hukukumuz, sanatımız, kültürümüz var.
Şimdi bu kurucu önderlerin yaşadığı zamana benzer de bir
çağda yaşıyoruz. Aslında Akif’in ve Sezai Karakoç’un ‘Asrın idrakine mi söyletmeliyiz
İslam’ı; yoksa asrın idrakini İslam’a mı ?’ türündeki soru veya önermeler bu neviden bir neslin
düşünmeleri olan, bir medeniyete ara ara uğrayacak olan çetin ve sıkı fikirlerdir.
Yeprem Türk