Lirizm, ethoscu yani Allah'ın düşünen kullarım için bunda
ibret vardır, dediği kimseler açısından pek kıymetli bir şey değildir. Lirizm,
ethosçuların tenezzül etmediği daha çok pathos düşkünlerinin tatmin sanatıdır.
Aslında lirizm derken de içinde mübalağa sanatının olduğunu düşünmek gerekir.
Günümüzde okuyucu tavlamak için yapılan numaralar vs. anlamına gelmesi
lirizmin, lirizmin hakikatinin öldürüldüğünü söyler. Lirizmin hakikatinde
lirizm yoktur. Lirizm amaç edinilerek, lirizm yapılamaz. Ethos mantık yapar eğer yaparsa gene en iyi,
gerçekçi lirizmi. Şöyle ki: Düşünen kulların gördüğü ibret, hayret makamında
ses veya kafiye unsurlarını dahi dikkate almadan kendi imkanları içinde, kendi
hışırtılarıyla dışa taşar, metne geçer.
Pathos'un lirizme kan bağı olarak akraba olacak kadar yakın olmasına
rağmen lirizme katkısının olmaması ancak böylesi bir doğal yoksullukla
açıklanır. Sonuçta şiir de lirizm de
düşünenler içindir.
Yani ethos baba eve ekmek getirir
pathos ve onun yaramaz çocuğu lirizm yer. Fikir çatılmayınca neyin lirizmini
yapacak pathos. Ethos evi gözetir, besler; lirizmse bu güvenin içinde oynar.
Aslında bazen baba da çocuğa uyar, hane yıkılır. Koca Osmanlı divanları,
lirizmden beslenir ancak bu lirizm aşamasının öncesine hiç bakan yok. Hüsn ü
Aşk kolay ve güvenli vakitlerin, ekmek elden
su gölden zamanlarının eseridir. Ethos babanın, kuruluş çağlarında ethos
reisin çattığı sağlam yapının altında yazılır. Bu çatıdan sonra çağ kurulur;
pathos dönemi gelir, yaşanır ve çağ yıkılır. Pathostan ethosa hayır
gelmemiştir, hatta lirizme de gelmemiştir. Ancak lirizm, pathos gibi şeyler, hep ethos'un ekmeğini yemiştir. Sonuçta Lirizmciler desin ki : Ey ethos, ey düşünce sanatı! Bize
o aklınla yeni bir lirizm yolu göster de orada oyalanalım, biraz.
Y.Türk