Bedir Gazası’nın kaşındaki çiçek
Malazgirt Harbi’nın kaşındaki çiçek
Kurtuluş Savaşı’nın kaşındaki çiçek*
15 Temmuz Direnişi’nin kaşındaki çiçek
...
Daha da devam edecek. Aynı çiçek.
Biz dünya ile ahret; Batı ile Doğu; yer ile
gök arasında yaşamaya alışkın bir milletiz. Bunları vatan topraklarımızda
harmanlamışız. Bu duyarlık ve kavilikle birçok çığırlar açmış, çokça direnişler
göstermişiz. Bunlardan biri de 15 Temmuz Direnişi’dir.
Milletimize direniş, bu sebeple ekmek gibi su
gibi gelmiştir. Onun tabiatından bir özellik haline varmıştır. Bu nedenle
Malazgirt Gazası, Kurtuluş Savaşı, 15 Temmuz milletimize doğal bir unsur
benzeri yakışmıştır.
Bir gece dediğin nedir ki? Bir kaşıkçık
vakittir? Ama 15 Temmuzda aynı gece uzamış ve derinleşmiştir. Tarihine kutlu bir
mana kazımıştır. Bu mananın ilk cümlesi boğaz köprüsünde başlamış son cümlesi ise
Filistin’de tamamlanmıştır.
15 Temmuz Direnişi, milletimiz için bir
yükseliş hareketidir. Türkiye’nin açılan ilk kanadıdır. Ruhuyla, insanıyla,
jeopolitik konumuyla ilk uçma denemesidir.
15 Temmuz Direnişi’ni halkımız canı gönülden
yaşamıştır. Tam kalbinden hissetmiştir. Bazı siyasi çevreler ise dışarıdan,
kabuktan. Bazı bürokrasi çevresi 15 Temmuz ruhundan, kendi madeninden ayrı
düşmüşlerdir. Ah bir bilseler nereye düşmüşlerdir.
*Engin Günçe
Yeprem Türk