19 Ekim 2016 Çarşamba

Çiçekler


Bedir Gazası’nın kaşındaki çiçek
Malazgirt Harbi’nın kaşındaki çiçek
Kurtuluş Savaşı’nın kaşındaki çiçek*
15 Temmuz Direnişi’nin kaşındaki çiçek
...
Daha da devam edecek. Aynı çiçek.

Biz dünya ile ahret; Batı ile Doğu; yer ile gök arasında yaşamaya alışkın bir milletiz. Bunları vatan topraklarımızda harmanlamışız. Bu duyarlık ve kavilikle birçok çığırlar açmış, çokça direnişler göstermişiz. Bunlardan biri de 15 Temmuz Direnişi’dir.

Milletimize direniş, bu sebeple ekmek gibi su gibi gelmiştir. Onun tabiatından bir özellik haline varmıştır. Bu nedenle Malazgirt Gazası, Kurtuluş Savaşı, 15 Temmuz milletimize doğal bir unsur benzeri yakışmıştır.

Bir gece dediğin nedir ki? Bir kaşıkçık vakittir? Ama 15 Temmuzda aynı gece uzamış ve derinleşmiştir. Tarihine kutlu bir mana kazımıştır. Bu mananın ilk cümlesi boğaz köprüsünde başlamış son cümlesi ise Filistin’de tamamlanmıştır.

15 Temmuz Direnişi, milletimiz için bir yükseliş hareketidir. Türkiye’nin açılan ilk kanadıdır. Ruhuyla, insanıyla, jeopolitik konumuyla ilk uçma denemesidir.

15 Temmuz Direnişi’ni halkımız canı gönülden yaşamıştır. Tam kalbinden hissetmiştir. Bazı siyasi çevreler ise dışarıdan, kabuktan. Bazı bürokrasi çevresi 15 Temmuz ruhundan, kendi madeninden ayrı düşmüşlerdir. Ah bir bilseler nereye düşmüşlerdir.
  *Engin Günçe

Yeprem Türk