Hadi,
İslamcılık, İbrahim Tenekeci’nin, Yenişafak
3 Aralık 2014 tarihli köşesinde dediği gibi Doğu’nun Batı işgaline karşı
yaptığı topyekun bir mücadelenin adı olsun. Bir direnişin tüm özelliklerini
içinde barındırsın. Ve dahi dağınık bir doğu haritası üzerinde dağınık
şekillerde mücadele imkanı sunsun. Ki öyledir. Bir gerilla hareketi edası
içinde bulunması bundandır, İslamcılığın.
Diyelim bir gün Batı işgali Doğu toprakları üstünden atılsın. Ama bu mücadelenin nasıl bir sistem ortaya
çıkaracağı konusunda bir öngörüsü var mıdır İslamcıların? Benim bildiğim
kadarıyla hayır. İslamcılar bu konuda
mücadele tipleri gibi dağınık düşünürler.
Ana bir siyasi akımda ya da kuruluş metodunda buluşamazlar. Mesela
Filistin konusunda bir İslamcı olan Ali Bulaç,
Zaman gazetesinde* İsrail devletinin panzehirinin Filistin devleti
olmadığını vurgular ve iki unsurun bir arada yaşayacağı karma bir devlet
önerisi sunar. Noam Chomsky’nin Vahşi ABD Emperyalizmi adlı kitabında
belirtildiği gibi ‘İsrail’in topraklarını gasbettiği Filistinlilere ister devlet
olun ister kızarmış tavuk, bizim için fark etmez türünden umursamazlık
sergilemesine rağmen. İsrail tarafından
alenen gösterilen bu tavır karşısında İslamcılar böyle bir öneriyle karşımıza
çıkabiliyor. Bazı İslamcılar da
İsrail’in Doğu’daki varlığını en temel tehdit şeklinde algılar. Açıkçası bir meselede dahi bu kadar ayrılıkçı
düşünen İslamcılığın bu özelliği hem
düşüncede hem de eylemde gerilla taktiğini uygulamasından ileri gelir. Çünkü bu
fıtratın gerillavari unsurlarla yaygınlaştığını biliriz. Şu an İslamcılık
düşüncesi; İslam adına mücadele ettiğini
düşünen ülkelerin, kesimlerin, mezheplerin, ırkların yaptığı mücadeleyi kolayca anlatabilmenin bir
imkanıdır. Ancak daha fark edilmeyen bir şey vardır İslamcılıkta. Yolun, topal kargayla topal serçenin topallıkta
kader ortaklığı yaparak kat ettiği yol şeklinde kat edilmesi. Topallıklar geçtiğinde, yaralar iyileştiğinde
ne olur? Belli değil. Kargayla serçe yollarını ayırmadan karga serçeye
kargalığını gösterebilir. İslamcılık
tarihinin mesela Kürtçüler açısından şöyle beklenti verdiği bilinir. Yeni yüzyıl Kürtlerin yüzyılı olacaktır, İslam’ın
değil. Başka birine göre örneğin, İslamcılık bir Arap birliğini teminat altına
alacaktır. Açıkçası İslamcılık farklı coğrafyalarda farklı ütopyalara kan veriyor. Üstelik bugün
ırkçılığın en alası İslamcılar tarafından yapılıyor. Kalın Kürt, Kalın Türk,
Kalın Arap İslamcılık içinde kalınlıklarına devam ediyor. Medeniyet vurgusunun
olmaması bunu gösteriyor İslamcıların.
Farklı uçlar İslamcılıktadır fakat gelecekler farklı yerlerde. Batı’ya karşı gösterilen
mücadelenin ardından İslamcılık enerjisini kapma, onu kendine has kılma adına kardeş
kardeşe savaş verilmesi tehlikesini doğurur bu, Doğu’da. Tehlikeli
bir sistemsizlik içinde büyüyen siyasi bir enerji topu gibi duruyor İslamcılık.
IŞID bunu bize apaçık söyler. Mehmetli Milleti vurgumuz bu enerjiyi bir sisteme entegre etme
ihtiyacından gelir. Enerjiyi medeniyetin
inşasına taşıma denebilir bunun adına. Yoksa İbrahim Tenekeci gibi hepimiz
İslamcıyız der geçeriz. Bu kolaycılık karşısında ürküyoruz da açıkçası.
İslamcılık ne de olsa kolay ve konforlu bir şeydir artık. Bir şey olamadık mı
İslamcı oluruz.
yeprem türk