Kuruluş dergisi yayım hayatına atılalı
neredeyse bir yıl oldu. Yapılmak istenen bakımından oldukça hızlı yürüdü, dergi. İlk bir yıl
içinde amaç edinilen, geçildi. Sanırım siyaset ve edebiyat ortamının hareketli
durumuydu bunu sağlayan şey. Düşüncesi hızlı seyretti derginin. Üstelik
kendisini reklamlamadan yaptı dergi bunu. Kuruluş dergisinden bir iki
edebiyat sitesi dışında bahseden olmadı. Senden metin şiir isterler ama Kuruluş’u
haber yapmazlar. Yapmasınlar. Umurumda değil.
Mesela dünyabizim ilk sayının tanıtım metnini geri göndermişti. Yani yayımlamamıştı. Yine de arayan buluyor,
görüyor. İnternette tıklanma sayısı yüz bine yaklaştı. Bir yıllık tıklanma
sayısı bu. Bu tıklanma sayısı önemli mi? Değil. Dergiden para kazanmak gibi bir
niyetimiz yok. Paramız var yani. Parasızlık yazdırmıyor bana anlayacağınız. Milletin acıları yazdırıyor. Kimseden
reklam parası da alınmayacaktır. Reklamsız başlar reklamsız biter, iş. Merkezi bir dergi olmaya da yaklaşmayız. Merkezi dergilerde yazanların yüzyıllık
tekrarcı teranelerini ne yapayım. Yazmış
olmak için yazanlardan ve çıkmış olmak için çıkan dergilerden Allah’a
sığınırız. Kurucu unsurları aydınlatacak gerçekçi metinler beklemek
hakkımızdır. Çünkü dergimizin adı Kuruluş’tur. Son yüzyılın batı ivmeli medeniyet, kültür muhalifliğini yadırgarız
haklı olarak. Onları açıkçası bu
topraklara has bir tutum içinde de sayamayız. Medeniyet ve kültür
muhaliflerinin ellerinde bugün dişleri dökük bir Türkçenin dışında bir şey
olmadığını görüyoruz. İslamcıların dillerinin yaralı olmasının bu tavra bağlı
olduğu bilinsin istiyoruz. İyiliği,
güzelliği öne alıyoruz. Medeniyet, kültür, millet, devlet dörtlüsü vurgumuzdur.
Devleti hal eden medeniyeti, kültürü, milleti de hal etmiş demektir. Halcilere
muhabbettimiz yoktur. Hal neticesinde, yüzyıllık Ortadoğu kavgalarında can
vermiş milyonların hatırına yoktur. İslamcılık bizde aslında bu noktada başladı. Hal ile daha açıkçası. Şimdi nerede? Yok. Şundan yok. İçinde ilahi aşka yer vermeyen hiçbir ekol
bizim topraklarımızda yaşama şansına sahip olamaz. Allah güzeldir,
Allah’a güzel inanılır. Dini, dana gibi
yaşamak kalır aksi halde geriye. Ya da
medeniyet muhalifi olmak. İnanırız ki gelecekte halkın Ankara siyasından istediği
şu ses bu hakikatin kapısını aralar. Biz
Mehmetli milletiyiz, Mehmetli medeniyeti içinde.
adem kalan