7 Ekim 2014 Salı

çıkarken 1923 trendli bir maziden




Edebiyatımızda da bir Ortadoğu havası var sayılır. Rüzgarlar oradan oraya esip duruyor. Dergi lobileri durmadan adam değiştiriyor. Bazı dergiler de bu aralar, kimin yanında hangi merkez dergide yer alsam diye hesap yapıyor. Oysa yazık. Bunlar bitti, bitiyor. Bugün bir üstadın birkaç dergi ile kooperatifler kurup kendi adına bir çıkarma yapması yarınları adına hem ayıp hem tehlikeli. Amaçları gençlere göz açtırmamak sanırım. Bugün bu durum, gençler tarafından biliniyor, ancak dile getirilmekten çekiniliyor. Bugün hangi üstadı hangi kolektif şirketi temsil ediyorsa, yarın onları hiçbir kolektif şirket temsil etmeyecektir. Kalemi bırakan olduğu yerde durmalı. Gelmek isteyenin gelip soluklanacağı bir ağaç gibi olmalı. Bunun dışında tarafçılık akımına kapılanların, gençleri bu yönde yönlendirmeye çalışanların kitaplarını geri dönüşüm kutusu paklamaz da ne paklar.
Cumhuriyet biteli az oldu ama bitti. Cumhuriyet dönemi edebiyatı ve fikirleri şeklinde bir başlıkla tanımlanabilir, en kısa yoldan cumhuriyet dönemi edebiyatı. Türk edebiyat ve fikirler tarihinde böyle kısa  ve net bir başlıkla temsil edilecektir, cumhuriyet dönemi edebiyatımız. Belki buna 23 edebiyatı de denilebilir. Ama halk dilinde. Dönem bitse de levhalar geç kalkar. Sokaklarda gördüğümüz bu levhaların çoğunun bir karşılığı yok. Ömer Şişman, bırakıp levhaları akıp gitmek istiyorum insanlar arasından demiş. Siz de öyle yapın. Bu yüzyıllık dönemde bizden, M. Akif’i, Yahya Kemal ve Haşim’i, Büyük Doğu’yu, Garip’i, Nazım’ı, Diriliş’i, II. Yeni’yi; İsmet Özel’i, Nurettin Topçu’yu, Mustafa Kutlu’yu, Mavera’dan Cahit Zarifoğlu’nu, Rasim Özdenören’i, Cemal Şakar’ı, Hüseyin Cöntürk'ü, Nuri Pakdil’i sonra da (İbrahim Tenekeci’yi) Neo- epik şiiri alın çıkın, bir maziden. Evliyalarınızı da ama.

Adem Kalan