Dergilerde yapılan tartışmalardan kaçınan biri değilim. Yeter ki bilgiyi, hakkaniyeti ve saygıyı barındırsın, eleştiri. Bu türden tartışmalar bir nevi diyalog sayılır. Gerçeğin ortaya çıkması için de diyaloglara ihtiyaç var. Diyalogsuz yerlerde gerçek, pahasını yitirir. Diyalog ya da tartışma insan ve düşünce adına canlılık belirtisidir. Grek kültürü, varlığını bu kavrama borçludur.
MUHİT, Temmuz 2021
Dergide,
Erol Göka'nın ''Tamah' olarak insan ve kapitalizm' yazısı öne çıkıyor. Göka,
epeydir Mustafa Özel gibi paranın felsefesi üzerine düşünüyor. Aslında
çağımızda tüm unsurlar üç ana madde etrafında idare edilir. 1. Ulusalcılık 2.
Para 3. Bilgi.
Bilginin
felsefesi epeyce yapıldı. Son karar: Bilginin, bilgeliğini yitirmiş olması.
Ulusalcılık hakeza modern çağda düşünürlerimiz ve şairlerimizce didik didik
edildi. Ulusalcılık modern düşünceye alt yapı hazırladı. Bilgi, bilgesiz
tekamülün; para da zenginliğin ve konforun çağa yerleşmesine olanak sağladı.
Ezra Pound, uygarlığı takip etmek istiyorsan parayı takip et, demişti.
Montesguieu, Voltaire; zenginliği ve lüksü kutsayanlardan. Rousseau ise zenginlik ve konforun toplumda bir amaç haline gelmesinin toplumu yozlaştıracağını, söyler.
Ah, 'lüks ve zenginlik arayışı'. Eski savaşlarda krallar zaferlerini buna borçludurlar. Yani ganimetlere. Haçlı seferleri örneğin dinsel bir iştiyaka dayansa da komutanlar, askere Doğu'nun zenginliğini ganimet olarak vaad etmediler mi? Zenginlik ve lüks arzusu askerlerde çılgın bir asabiyye gücü yaratmıyor muydu? Kapitalizm de bu gücü kullandı.
Rousseau, ilginç bir adamdır çağı için. Etik bir düşünceye sahiptir. Rousseau bağlamında çağın bir yönünü de ben açmak isterim. Modern çağın dili, aynen Grek düşüncesinde olduğu gibi tabiata varır. Rousseau, Sivil İtaatsizlik'in yazarı Henry David Thoreau gibi doğacıdır. Karınca yolunu kaybedince başladığı yere tekrar döner, yolunu düzeltip devam edermiş. Rousseau için insanın fıtratını ihya edecek tek şey doğadan ilham almaktır. Rousseau ve Henry David Thoreau gibi düşünürler niye natüralizme giderler? Çünkü onlara kaynaklık eden dil, temeli itibariyle hep doğaya çıkardı. Aynı dil onları modern zamanlarda tabiatın derinliklerine doğru sürüklüyordu.