Batı demişken, devam edelim.
Eee, Batı’yı bu denli
yererken, bugün Suriye’den Batı
topraklarına kaçan insanları görmüyor muyum?
Hatta İslam dünyasından.
Bizim topraklarımızda bu denli acımasız olan Batı’nın, kendi topraklarında
bize karşı ne kadar zalim olabileceğini de siz bilmiyor, değilsiniz.
Dikkat edin. Kuşları kafese kıstırırsanız, kuş kafesten çıkmak
için onu kafese tıkanın eline, yani kapıya doğru kaçmaya çalışır. Ama kafesten
dışarı çıkınca da o kuşları artık ne sizin eliniz ne kafesiniz ilgilendirir.
Türkiye, bu kafesin kapısını tutan elden medet ummadı. Başka bir
yerden uzun sürse de kafesi delmeye çalıştı. Ve deldi de. Ve Batı’nın dünya
üstündeki kafesinin delinmesi, kırılması insanlığa umut vaat ediyor. Çünkü Batı fikri
bile bizi acayip derecede bunaltmaya yetiyor.
İnsanlar yeşil, sulak yerde; oturma makinesi olan evlerden öte, toprağa sırt vermiş; özgür, şerefli bir hayatın peşinde.
Bu idea da Batı ile hiç uyuşmuyor.
Modernizm, bugün gençlere tiksinti verecek kadar eski. Kaba. Ve
çıkmaz sokak.
Bitirilmesi gereken hedef: Modernizm.
Yeprem Türk