Hakikaten önemli olan kahramanların hayatıdır. Gerisi
teferruattır. Karalar, kıtalar kahramanlardan ibarettir. Avrupa,
bugün Europa adlı kızın peşine takıldı, bir yerlere doğru gitmeye çalışıyor. İzmler,
ayrıntılardı, kahramanı destekleyen, onun kullandığı aletlerdi.
Türkiye, Mehmet adlı kahramanın dünyasına yatırım yapmalı.
Mehmedlerin zihninde ve kalbinde inşa ettiği bir ideal peşine düşmeli.
Kahraman deyip geçmeyin. Geçmişte, Kırk Şehir Kitabı’nı
yazdım. Her şehri bir kahramanın kurduğunu ona ruh üflediğini gördüm.
Emir Sultan, Bursa adlı bir şehir yapmıştır. Mevlana, Konya’yı kurmuştur.
Türkistan’ı Ahmet Yesevi doğrultmuştur. Bunlar Mehmetlerin inşa ettiği
kentlerdir.
Şimdi Kırk Erenle Dertleşme Kitabı’nı yazıyorum. Mevlânâ’yı, Ahmet
Yesevî’yi, Yunus’u, Tabduk’u... Hepsinin toplamda Mehmedler kümesini ve şahsiyetini
tümlediğini görüyorum.
Kahramanla hayat inşa etmek, dünyanın en kadim en hasarsız en adil
insani sanatıdır. Şiir, siyaset, şehircilik anlayışı bu kaynaktan
beslenerek gelmiştir.
Yeprem Türk