13 Ekim 2018 Cumartesi

TEBRİZ


Tebriz, sesli zikir gibi gece tabiatlıdır.  Halkı, gece, ayetlerin çayırlarına ve su başlarına toplanırlar. Nefes vururlar. Sokaklarında ıtırlı bir huzur işler. E böyle şehirlerde merhamet ve sevgiye de kıtlık inzal olmaz. Bilgi, burada bir ilham şeklidir. Zikirle inşa edilir. Metafizik alemden cımbızla çekilir. Her güzel şehir aslında zikrin ve mimarinin erbaininden çıkar. Eşyada ve sanatta yeni izler böyle bulunur. Baharatlarla gelen güzel kokular gibi geliş itibariyle tatlı fıtratlıdır, burada ilim.  Ve lezzetin gaybı gibi, esrarengizdir. Buranın tarihinde gezerken hissettiğiniz şey içinizi elvan elvan eylemesidir. Zamanın çiçekleri gibi süslü yapılara ve hayata sahiptir. Güneşi sabahları müzikle karşılayıp, akşam mehter konseriyle batıran bir kenttir. 

Doğa ve ahenk, halka alim ve muallimdir. Burada binaları inşa eden ustalar, ellerindeki malalarla dört unsurun özüne banmışlardır. Onları salât ettirmişlerdir.

Çünkü vilayet olmak için velayet de gerekmiştir. Tebriz, ebedi başkent Mekke’nin rengine boyanmıştır,  hep Mekke’nin sövesinden geçmiştir.

 Tebriz de her şehrimiz gibi önce otağ olmakla hayata başlamış ve her otağ gibi irfan inşa etmek ve vatan olmak için büyümüştür. Bilginin, mimarinin, şiirin, siyasetin, müziğin zikrin yurdu olmuştur.


Yeprem Türk