7 Ekim 2018 Pazar

Şehirler Kitabı'ndan

KURTUBA

Ayet ve Hadislerle büyüyüp gelişmiş bir şehir. Toprağında helal ve faydalı yemişler üreten şehir.  Maddesiyle, manasıyla, kalbiyle, ruhuyla, şiiriyle, sanatıyla, ticaretiyle huruç etmiş şehir. Şehirlerin bir bakıma kutbudur. Diğer İslam kentlerine tavır ve davranışlarıyla örnek olmuştur.  Bilgili şehir, taharetli şehir, astronominin, denklemlerin, kalp hallerinin şehridir.

İnsan şehri, melek, Hızır şehri. Yumuşak şehir.

Bilim, tefekkür, sanat hazineleri ile doludur. Ve bu yönüyle, dünyaya şifa gibidir.

Vahdeti Vücut ilminin diyarıdır.

Tam dünyaya giremeyen, ama cihandan da dışarı kalmayan bir bilme sistemi de vardır. Batın görüşler derlemiştir Tanrı bilgisinden, varlığa dair.

Batılılar için bu ilim, içinde yitilen bir uzay boşluğudur. Bu nedenle Haçlılar buraya akıllarıyla gelmediler, yok etmek için ordularıyla ulaştılar.

Bir şehirde ediplerin, dervişlerin, şairlerin büyük emeği vardır.

Bilgelik ve hikmet, bu şehrin temel telif sebebidir.

Aşk felsefesinde yeni kapılar açılır. Derin eserler verilir, burada. Ve aşk, her bir arife farklı bir cemal gösterir, farklı manalar yazdırır.  Tasavvuf’un kelami temelleri atılır.

Mimari, stilde sanki dört unsurun tevhidi gibidir. İnsanı kendisine katmasındaki başarısı bundandır.

Bu şehir ‘Gül’ü ruhuna simge, önder yapmış bir şehir. Tam da o ulu ağaç gibi ‘secde, rükû ve kıyam halinde yaşamış bir şehir. Sade, yalın.

Haçlılar bu kenti salâtta yakalamış yok etmiştir. Bu şehrin ölümü Hz. Ali’nin secdede iken şehit edilmesi gibi olmuştur.

Şehit şehirdir. Aslında bu şehrin tarihinde gezinirken hissettiğimiz sevinç, saadet ve huzur, Tanrı inancının bağrımızda esen yelidir.

Böyle bir şehir içimizde her daim mevcuttur. Ara sıra içimizden başını dışa çıkarır, bakar. İnsanını görürse, gelir yerleşir, kurulur yeryüzünün bir köşesine.


Yeprem Türk