5 Eylül 2018 Çarşamba

GÖÇ



Göç, aslında başlı başına felsefi bir olay. Dünyada birçok medeniyetler ve devletler göçler sonrasında kurulmuş, nefes tazelemiştir. Türklerin Anadolu’ya göçü Anadolu’da yeni, yerleşik ve büyük bir medeniyetin ortaya çıkmasına olanak hazırlamıştır. İngiltere’den Amerika kıtasına göç edenler bugün Amerika denen kapitalist devletin temellerini atmışlardır. Büyük İskender devleti bir göç olayı devletidir.

Göç sadece kıtalar arası yer değiştirmekle de olmaz. İlim ve irfan da başka bir yere göç edebilir. Yeni bir vücut ve kimya ile de kendini yenileyebilir, hayatı ihya edebilir. Grek uygarlığının temellerini irfan ve ilimdeki göç atmıştır. İbn Rüşd, İbn Sina, Gazali, imam Maturidi bu türden göçler neticesinde huruç etmiştir.
Peygamberimizin dediği gibi medeniyetler ve ilimler için de ‘seyahatte ihya vardır’.

Son yüzyıllık süreçte ise göç kavramının yerini siyasal ve medeniyet ideolojileri almıştır. Kapitalizm, Marksizm ve İslamcılık aslında insanlarda göç kadar etki yapmıştır. Ancak birçoğu büyük bir medeniyet ortaya çıkaracak kadar güçlü olmamıştır.
Buna rağmen, toplumları tazeleyen şey, bilinen göç olgusundan ziyade yeni dünya projeleridir. Göç, irfani ve zihinsel bir temele kaymıştır.



Y.Türk