Ethos
millet veya pathos unsurların harmanlandığı millet. Osmanlıda ikisi de
mevcuttur, iç içedir. Son zamanları ise Yüce Devlet’in pathos felsefeye
bulanarak geçmiştir. Ve yıkılmıştır. Sofular ve Fakıların bu husustaki
kavgaları meşhurdur. Aslında ikisi de dengeden uzaklaşıp marjinalleşmiştir.
Ethos’suz
pathos; pathos’suz ethos olmaz. Bir gömleğin dikişini düşünün. İçerden ve
dışarıdan birbirini kavrar, iki ucu bir araya getirir. Bir dikiş, bir örüş ortaya çıkarır.
Ethos
dil; Pathos dil. Türkçe ikisini de taşır. Tapduk’un Yunus Emre’yi bir mecazla
kazana koyup kırk gün kaynattıktan yani çileden çıkarttıktan sonra Yunus’a ‘Hala dünya kokuyorsun’ deyişi, Yunus’un
yaşayış olarak sırf pathos hale gelmeyişi ve bunu reddedişi, ethos satıhta da
kalışı, Türkçe’nin nirengi noktasını oluşturmuştur. Yunus burada hem
dünyada yaşayışı hem de beka duyuşunu aynı ahenkte harmanlamıştır.