5 Temmuz 2018 Perşembe

Şiirin Kanatları Altında


Şiirin Kanatları Altında’. Nurettin Durman. Çıra Yayınları. Nisan 2018. ‘ 


Şiirin Kanatları Altında, cahiliye dönemi şiirinden tutun, günümüz şiirine kadarki süreci içine alan özet bir kitap.  Bin küsur yıllık şiirimiz, hangi dönemler hangi halleriyle zuhur etti?  İnsan, şiiri, zamanının imkan ve bünyesi ile nasıl adlandırdı? Bütün bu sorular, geçmişe doğru bir kuşbakışı ile cevaplanmaya çalışılmış.

Zaman gelmiş şiir bir bilgi terkibi, zaman gelmiş bir eğlence aracı olmuş bazen de kendisini topluma yol gösterecek kadar liyakatli görmüştür.
Ama Nurettin Durman, şiiri, her daim katı ideolojik çerçeveden ve anlaşılması zor metinler olarak görmekten uzak tutmuştur. Bu minvalde, kitapta, Ahmet Haşim’e karşı bol miktarda eleştiri var.

Biz, Divan şiirini Farisilerden aldık ve Sekb-i Hind olarak zirveye erdirdik. Ve bunu Farisileri birçok savaşta yenmemize rağmen yaptık. Nurettin Durman, bu durumu şöyle bağlıyor. Büyük İskender, Pers İmparatoru Daryus’u yenip hakimiyetini ilan edince Persliler gibi giyindiğini söyleyip, oralı olduğunu anlatmaya çalışır. Sanırım bu da bir çeşit fetih sanatı olsa gerek.
Gerçi yeni Cumhuriyet şiirinde kullanmak üzere aldığımız Batılı şiir tekniklerini, böyle bir tavır sonucu edinmediğimizi biliyoruz. Biraz da sanki mecburiyet var, işin içinde.

Kitaptaki, Şiirin Görkemli Çağı adlı metin, kitabın ve medeniyetimizin şiire bakış açısının özü ve tartısı olmuş adeta. İnsanı çağrışımlara gebe bırakıyor, geçmişten günümüze de yankılar taşıyor.  Şuara Suresi ile hakiki şairin tanımı yapılıyor.
Cahiliye döneminde her şairin bir cini olduğuna inanılırdı. Şairlerin bu cinlerden yardım aldığı söylenirdi. Günümüz şiiri için bu, ilginç bir durum. Gerçi bu cinin adı modern zamanlarda ilham oldu. Mesela birçok Batılı şairde, bu cin, absent ve kafa yapan çeşitli malzemeler olarak yerini aldı. Bazen Cahit Koytak ‘güzel sözlerin cini’ diyerek, bu döneme gönderme yapar, şiirlerinde.


Peygamberin öldürülmesini istediği, görüldüğü yerde öldürülmek için aranan şair Kâab bin Züheyr’in,  bir an Peygamberimizin karşısına çıkıp, ihtida etmesi ve Kaside-i Bürde’yi O’na sunması, birçok farklı yönler taşımasına rağmen, İsmet Özel’in, Diriliş dergisinde 1974'te yayımlanan Amentü şiirinin atası gibi duruyor.



Adem KALAN