25 Temmuz 2018 Çarşamba

&


Hayat, çile ya da entropiyle ayakta duruyor.

Bakmayın insan ve varlık yaşıyor, ama entropiyle.  Türlü didinmeyle. Çeşitli müsekkinlerle.

İnsan endişeli, eminlik duygusundan beri.  Yörünge yitmiş gibi. İnsanoğluna mekansa muayyen ve sabit değil.

 İnsan, dünyaya inmiş ilk insan kadar endişeli ve son insan kadar bıkkın, yılgın, cihanın sırrı, neşesi kalmadı diyen biri.

Şehirler, eciş bücüş halleriyle tüm çapraşıklarıyla ayakta kalmaya çalışıyor.  Aynen içinde yaşayan sakinleri gibi. 

İstememeye istemeye mecburen kentler kuruyoruz, sokaklar inşa ediyoruz. Mekan ve biz, aslında bu çileyi tamamlıyoruz.

Ağaçlarımız bin bir çeşit zehirli gazlara rağmen, yaralı bereli meyveler vermeye devam ediyor.

Topraklarımız atık deposu. Börtüsüz böceksiz, kımıltısız bir uzay üssü gibi. Yine de bağrında  kalanlarına  çaresiz vatan olmaya devam ediyor.

Yağmurlar, kirli ve nihilist yağıyor. Dengeyi artık tutturamıyor. Bereket olarak görüldüğü günlerin hatırına entropiyle gökten düşmeye devam ediyor.

Velhasıl tabiat bile aşırı yorgun ve bir nihilizm içinde gibi görünüyor.

Ahlak, tüm çilesine rağmen erimeye ve yorulmaya devam ediyor.
Bazen hissederim ki aynı entropi ezan sesinde, şiirde de var.
Kuzey kutup noktası hayata tutunmaya boş verdi bile.


Yine de ayaktayız. En kötü şartlarda bile umudu yitirmemeyi salık veren bir imanın insanı olarak inanç, ahlak, tabiat,  insan adına bir gelecek arıyoruz.


Y.Türk