26 Mart 2017 Pazar

Hukup mu Yüzyıl mı?



A. Rimbaud, şair çağının adamıdır derken; Şems, insan vaktine bağlıdır, şeklinde konuşur. Ve bu iki söyleme arasında dağlar kadar fark bulunur. Rembo, çağın gerekleri neyse şairi ona uygun davranmaya davet eder. Şems ise, vakti kıymetlendirmeyi, iyiliklerle donatmayı ve ona bir bilgelik katmayı, onu olgunlaştırmayı salık verir.

Elbette doğu ve batı arasındaki zaman konusundaki tutum farklılıkları bununla sınırlı değil.   Örneğin birçok şarkçı şairler gibi Sezai Karakoç da doğuda zamanın derin ve olağan işlediğini, batının, zaman kavramıyla yüzeysel tavırla iştigal ettiğini birkaç eserinde yineler.

Bu işleyişin, bir yerde zamanları da başka başka  dilimlendirmeyi ve kavramlaştırmayı getireceği muhakkaktır. Bir yerde doğu, vakti, derince geçirirken, batı çabuk ve özsüzce, vakti koşturuyor. Bu da dünyanın bu iki yakasının, aynı çağda yaşamadıklarını gösteriyor.

Bizde hukup miktarı diye bir kavram vardır. Seksen yıllık bir toplama karşılık gelir. Aslında tip ve tarz bakımından seksen yılda gelen bir olgunlaşmayı ve çağdaki yenilenmeyi anlatır.  Batı zamanında ortaya çıkan ve yüzyıla tekabül eden asır kelimesinin bir karşılığı olarak durur. Bu da demek oluyor ki doğuda asır, seksen yılda bir değişirken batıda yüzyılda bir değişiyor.  

Y.Türk