28 Mart 2017 Salı

&

Direnme gerçekleşmezse bir millette tarih kurma yeteneği de kesilir. Tarih ağacı çünkü direnmelerle ve binbir özenle yetişir. Hem maddi hem de manevi olarak meydana gelen kazanımlarla boy verir. Sadece somut sahadaki zaferler, tarihi ileriye taşımaya yetmez. Bizim zaferlerimiz bir yönüyle yeryüzüne diğer yüzüyle ahrete bakar. Zaferlerimizin ve direnişlerimizin içinde çuval çuval aydınlık ve umut vardır. Hem zekaya hem de gönül gözüne aşinadır. Halkla konuşur, ruhu işitir. Hiçbir savaşımız yoktur ki temelde Allah’ı ululamasın. Bu nedenle nasıl Bedir mana bakımından tükenmezse 15 Temmuz Direnişi de bitmez. Savaşlarda da soy zinciri devam eder. 15 Temmuz; Çanakkale,  Malazgirt suretinde geldi. Türkçe konuştu, temizdi, ilahi ilhamdı. Bir bakıma nefes halinde bir kelamdı, gelecekle alakalı, Allah ve dünya ilgili söz söyledi. Bir teklif sundu. Ve bu teklifte evrensel bir gerçek vardı. İman, adalet, açıklık, eşitlik vurgusu yaptı. Büyük olan direniş ve savaşların böylesi kendine has bir alemi ve kişiliği bulunur. Millet olarak, Bedir’in, Malazgirt’in, Kurtuluş Savaşı’nın yanına aynı karakterde bir kardeş daha ekledi Allah. Bu da 15 Temmuz Direnişi. Yani bir şiirimde de dediğim gibi, ümmet bir kez daha cübbesini giydi ve şehadet parmağı gibi ayağa kalktı. 

y.türk