Metafizik, Osmanlı toplumunda ‘Tarım Metafiziği’ şimdi
bazılarına ‘Teknoloji ve İletişim Metafiziği’ şeklinde görünmüş olabilir.
Bazıları üretim, ekonomi ve insan ilişkilerine bakarak başka metafizik adları
bile düşünebilirler. Çağımızdaki insan düzeninde, çoğu sahada pornografi ileri
atlı konumundadır. Geriden gelen atlıları da varın siz akledin. Ve üzerimize
doğru daha neler gelecek hesap edin. Ticaretten tutun partilere kadar
pornografinin azımsanamaz rolü var. İdeoloji ve ırkçılık particiliği de bunun
içine dahil. Ya meyhanelerdeki ‘Bergen Metafiziğine’ futbol sahalarında oluşan
‘Messi Metafiziğine’ ne demeli?
İnsanlardaki cazibeye gelme hastalığı, beğenilme tutkusu, beden
isteklerini kamçılama sevdası vs. aslında nasıl bir metafizik sapması içinde
olduğumuzu gösteriyor. Birçokları buna tek başlıkta pornografi metafiziği
diyebilir. Ya da seksi metafizik.
Böylesi metafizik kurgular sayesinde
maalesef, cehennem anlayışının inceliklerini cehennemde doya doya yiyecekleri
kolonyal bir nihilizme dönüştüren günahkarlar bile var. Buradaki yapıyı oraya
taşıyorlar. İşler artık ne yazık ki böyle. Biz günahkarlar, hesap gününde,
toplu greve gideriz, Tanrı’ya direniriz ama bunu herkes yapsın, mahşerin
biçimini değiştiririz gibi düşünüyorlar. Çok olursak o kadar etkili oluruz
yani. Olmazsak da içeriz, hissetmeyiz,
acıları bal yaparız deniliyor. Mahşer
için Marks metafiziği devreye giriyor.
İşte böyle cennet ve cehennem olayına bile
siyasal olarak bakılıyor. İnsanlar olarak nerede nasıl hangi his ve akılla
yaşadığımız kestirilemiyor. Emr-i bi’l ma’ruf ve nehy-i ani’l münker folklorik şeyler gibi algılanmaya başlıyor.
Ruhumuzu Yunan metafiziğiyle, varoluşumuzu varoluşçularla açıklayınca böyle
oluyoruz belki de. Üstelik varoluşçular
ne kadar varoluşçu? Değiller aslında.
Oysa bu yanlış.
Metafizik bunların dışında olan bir şeydir. Bu metafiziği, şu metafiziği ya da
deniz metafiziği, kara metafiziği olmamıştır.
Metafizik İslam milletinin havada, karada, suda, her yerde bir duyuş biçimidir,
ruh stilidir. Beka duyuşuyla ilgilidir. Ve buraya zevk, siyasa ve uyuşma
kapısından çıkılmamıştır.
Y. Türk