DEĞİNİ
Mehmet Sait Çakar, bir zamanlar görüştüğüm birisiydi. Ara ara yani. Hemşerilik bağı yönünden. Gerçi o zamanlar sanıyorum İslamcıydı. Ve Sezai Karakoç hayranı
olarak biliyordum, onu. Sezai Karakoç hakkında hep olumlu konuşurdu. Ama ne zaman, Sezai Karakoç, bir
yıllığa giren söyleşisinde, Ergani’nin Türklerinden olduğunu söyledi, Sait Çakar’ın Sezai
Karakoç’a olan bakış
açısı bir anda değişti. Bu benim yorumumdur. Oysa biz Sezai Karakoç’u Kürt bilirdik. Bu söyleşi öncesi ve sonrası, Üstat’a karşı olan muhabbetimiz, saygımız, vefa
duygumuz bir farklılık da göstermedi. Kürt olsa ne fark eder Türk olsa ne fark
eder. Türkiye’nin bazı bölgelerinde Kürt bazı bölgelerinde Türk muamelesi görmüş biri olarak söylüyorum.
Irkçılık belasını aramıza sokanların ve sokmaya devam edenlerin her türlüsünün
Allah ellerini kurutsun. Gerçekten
üstünlük, takvadan gayrıda değildir. Bu toprakların tarihi, insanı bin yılı aşkın böyle söyler. E sorun ne ? Onun
derdi başka. Aslında Mehmet Sait Çakar, epeydir Nuri Pakdil,
Sezai Karakoç, Necip Fazıl hatta Yunus Emre gibi şahsiyetleri, halkın yetişmesinde, bugünlere gelmesinde payı olan
bu insanları güya kendine göre itibarsızlaştırma yoluna gitmekte. Niçin? Ne yapmaya çalışıyor da bu yolu tercih ediyor. Bu düşünürler veya veliler zaten halkın
gönlünde, bir köşelere oturmuşlar. Allah onları yüceltmiş. Mehmet Sait Çakar, yüceltmese ne
olur? Hiçbir şey.
Bu yazıyı yazmaya bile gerek yoktur aslında, M. Sait Çakar’ı muhatap alıp da. Ne var ki, Hüseyin Yavaş
facebook sayfasında M. Sait Çakar’ın http://yordamdergisi.blogspot.com 'da
yazdığı bir eleştiri metnini paylaşmış. Ne gerek varsa. Hüseyin Yavaş, sonrasını okumadı mı acaba bu metnin. M. Sait Çakar, ateistliğini ilan etmiş, metinde. Müslüman Kürtleri de dindar olmakla
suçluyor. Şaşılacak şey. Demek ki insan, Allah’ın veli şair, veli düşünür kullarına kasten dil uzatınca soluğu böylesi bir yerde alıyormuş. Onun ateistliği bizi ilgilendirmez, demek isterdim
ama olmadı. Dilini, pervasızca kullanıyor, Çakar. Bu metinde İtibar dergisini okumuş, eleştirmiş, bunu da çok cahilce yapmış. Hemen hemen herkese, her söze bir
kusur bulmuş.
Dergiyi olduğu
gibi çöpe çıkartmış. M.
Sait Çakar’dan bir şiir,
bir metin okuyup da önemli, değerli bulan var mı? Hayır. Şairdir kendisi, bir yıllıkta bir şiirini gören var mı? Yine hayır. Bunu
düşünmez M. Sait Çakar, hep başkalarını yargılar. Şimdi ise ırkçılık ve ateizm hesabına
çalışıyor. Beşinci sınıf bir oryantalist kafası var
bu adamda. İslam’ın
topraklarında böyle var olmaya çalışıyor. Bizzat kendisi soyut ve somut yani her bakımdan çöpe
çıkmış haberi yok. Bir hazin cümlesi var ki
metninde akıllara zarar: Keşke Kürtler dindarlığı tamamen bıraksalar... Peygamber Efendimize (sav) dil
uzatıyor ‘Yine Zafer Acar, şairlerin
güç odaklarınca katledilmelerine tarihsel örneklerle değinirken Hz. Muhammed’in
öldürttüğü
şairlerden de söz
edebilirdi, diyor. Anlaşılan M. Sait Çakar, bir Salman Rüşdi olma yolunda adım adım ilerliyor.
Yeprem Türk