13 Temmuz 2014 Pazar

DEĞİNİ




Mehmet Sait Çakar, bir zamanlar görüştüğüm birisiydi. Ara ara yani. Hemşerilik bağı yönünden. Gerçi o zamanlar sanıyorum İslamcıydı. Ve Sezai Karakoç hayranı olarak biliyordum, onu. Sezai Karakoç hakkında hep olumlu konuşurdu. Ama ne zaman, Sezai Karakoç, bir yıllığa giren söyleşisinde, Ergani’nin Türklerinden olduğunu söyledi, Sait Çakar’ın Sezai Karakoç’a olan bakış açısı bir anda değişti. Bu benim yorumumdur.  Oysa biz Sezai  Karakoç’u Kürt bilirdik. Bu söyleşi öncesi ve sonrası, Üstat’a karşı olan muhabbetimiz, saygımız, vefa duygumuz bir farklılık da göstermedi. Kürt olsa ne fark eder Türk olsa ne fark eder. Türkiye’nin bazı bölgelerinde Kürt bazı bölgelerinde Türk muamelesi görmüş biri olarak söylüyorum. Irkçılık belasını aramıza sokanların ve sokmaya devam edenlerin her türlüsünün Allah ellerini kurutsun. Gerçekten üstünlük, takvadan gayrıda değildir. Bu toprakların tarihi, insanı bin yılı aşkın böyle söyler. E sorun ne ? Onun derdi başka.  Aslında Mehmet Sait Çakar, epeydir Nuri Pakdil, Sezai Karakoç, Necip Fazıl hatta Yunus Emre gibi şahsiyetleri, halkın yetişmesinde, bugünlere gelmesinde payı olan bu insanları güya kendine göre itibarsızlaştırma yoluna gitmekte. Niçin? Ne yapmaya çalışıyor da bu yolu tercih ediyor. Bu düşünürler veya veliler zaten halkın gönlünde, bir köşelere oturmuşlar. Allah onları yüceltmiş. Mehmet Sait Çakar, yüceltmese ne olur? Hiçbir şey. Bu yazıyı yazmaya bile gerek yoktur aslında, M. Sait Çakar’ı muhatap alıp da. Ne var ki, Hüseyin Yavaş facebook sayfasında  M. Sait Çakar’ın  http://yordamdergisi.blogspot.com 'da
yazdığı bir eleştiri metnini paylaşmış. Ne gerek varsa. Hüseyin Yavaş, sonrasını okumadı mı acaba bu metnin.  M. Sait Çakar, ateistliğini ilan etmiş, metinde. Müslüman Kürtleri de dindar olmakla suçluyor. Şaşılacak şey. Demek ki insan, Allah’ın  veli şair, veli düşünür kullarına kasten dil uzatınca  soluğu böylesi bir yerde alıyormuş. Onun ateistliği bizi ilgilendirmez, demek isterdim ama olmadı. Dilini, pervasızca kullanıyor, Çakar. Bu metinde İtibar dergisini okumuş, eleştirmiş, bunu da çok cahilce yapmış. Hemen hemen herkese, her söze bir kusur bulmuş. Dergiyi olduğu gibi çöpe çıkartmış. M. Sait Çakar’dan bir şiir, bir metin okuyup da önemli, değerli bulan var mı? Hayır. Şairdir kendisi, bir yıllıkta bir şiirini gören var mı? Yine hayır. Bunu düşünmez M. Sait Çakar, hep başkalarını yargılar. Şimdi ise ırkçılık ve ateizm hesabına çalışıyor. Beşinci sınıf bir oryantalist kafası var bu adamda. İslam’ın topraklarında böyle var olmaya çalışıyor. Bizzat kendisi soyut ve somut yani her bakımdan çöpe çıkmış haberi yok. Bir hazin cümlesi var ki metninde akıllara zarar: Keşke Kürtler dindarlığı tamamen bıraksalar... Peygamber Efendimize (sav) dil uzatıyor  ‘Yine Zafer Acar, şairlerin güç odaklarınca katledilmelerine tarihsel örneklerle değinirken Hz. Muhammed’in öldürttüğü şairlerden de söz edebilirdi, diyor.  Anlaşılan M. Sait Çakar, bir Salman Rüşdi olma yolunda adım adım ilerliyor. 


Yeprem Türk