‘Yalnızca insanlar ölür,
diğerleri telef olur.’ Böyle yazmıştı M. Heidegger. Bu söz, Türkiye’deki birçok
düşünür ve şairde rağbet gördü. İsmet
Özel örneğin bu tespiti vurgu ile tasdik etmişti. Ama diğer varlıklar niye
telef olsundu, bu söz neye binaendi? Pek de kimse bunu düşünmedi.
Varlığa bakıştaki bir sertlik, bir aşağılama
ve modern bir nazar değil miydi, bu? Belki de insan kendi ölümünü yüceltmek
adına böyle yollara tevessül ediyor. Diğer varlıklara, makul ve kayda değer bir
sonu layık görmüyor. Elbette insan, diğer varlıklardan farklıdır, Allah’ın
halifesidir, bir kere. Ancak bu hakikat, diğer varlıkları onurlu bir sondan mahrum etmez.
Gelin anlaşalım: aşıklar ölmez, diğerleri ölür ve telef olmaz. Yunus’un kastettiği,
bu. Yunus’ta Tanrı’yı zikreder tabiat.
Fahreddîn-i Irâkî’ye göre tabiat doğası gereği güzelliğe ve iyiliğe yatkındır. Ben, telef olmayı bu dili kullanan bir
varlığa yakıştıramam.
*
Diğer varlıklara uygun
gördüğümüz yer, ‘telef olma’ makamı olmamalı. Örneğin tüm baharlarda yemyeşil
ve canlı halde yenilenip dünyaya dönen tabiat telef olmayı hak etmiyor. Zaten
telef de olmuyor.
*
Varlığa, Tanrı’ya göre
değil; insana göre bir konum biçme olsa gerek bu. Oysa varlığın
konumlandırıldığı yerde Tanrı fikri başrolde olmalı. Varlığın telef olduğu
konusu bir hümanizm saçmasıdır.
*
Bozkedi. Sokak kedisi.
Bana hayat dersi veren kedi. Şiirini yazdım ben bu Bozkedi’nin. Onun yaşamı ve
ölümü derinden sarstı, beni. Yaşadığımız hayat, ona mutlu bir yaşamı ve aileyi
çok gördü. ‘Sokak kedisi’ modern bir isimlendirme. Bir ömür çile çekti,
Bozkedi. Yaşamadı, çile çekti. Yaşadığı gibi de öldü. Şimdi bu çilenin sahibi,
Tanrı’nın matemli tecellisi bir çeşit ölümü ve ölümü sonrası da bir cenneti hak
etmiyor mu? Ve bu çilenin sahibinin ölümden sonra huzurla yaşayacağı bir
dünyasının olmayışı beni üzer de merhameti sonsuz Tanrı’yı üzmez mi? Bizdeki
merhamet, Tanrı merhametinin kaçta kaçı?
Her şeyi Allah bilir.
Onların cenneti başka. Ölümlerinin başka olması gibi.
*
İnsan kendisini bütün hayat
ve cennet çeşidinin sahibi gibi görür. Hayat, her yerde Onundur. Dünyada, yaşam
sonrasında. Kendisinden geriye kalırsa başka varlıklarındır. Hatta ölüm bile.
*
Oysa düşünmez insan,
kendisine ilham veren Tanrı, o varlıkların kulaklarına neler fısıldıyor. İnsana
vahiy, din indiren Tanrı onlara neler indirmiştir, kim bilir.
*
Tanrı, cansız bir şey
yaratmamıştır. Her varlıkta farklı bir can var. Ve her canlı, ölümü tadacaktır.
Canı olmayan şeyler,
insanın yarattıklarıdır. Dolayısıyla telef olan ve olacak olan şeyler de bunlardır.
Yeprem Türk