Dergilerde görüyorum. Modernlik eleştirisi amacı güden çoğu metinde, Frederic Nietsche'nin 'Tanrı öldü' deyişi anılmadan geçilmiyor. Yani bu tespite yer vermeden yapılan modernlik eleştirileri bir tarafıyla hep eksik kalıyor.
Modern çağın 'Tanrı' deyişinden ne anlamalıyız? Önce buradan başlamalıyız. Modern çağın dili, Tanrı'ya hangi kaynaktan çıkıyor. Onto- teoloji'deki teolojiden mi? Yoksa dinlerden mi? S. Kierkegaard gibi düşünelim isterseniz. Dini birey'in Tanrı anlayışı mı bu, yoksa felsefî birey'in mi? Eğer dini bireyin Tanrı fikriyse mevzu bahis, o zaten Batı düşüncesinde kiliselerce öldürülmüştü. Geriye de aslında metafizik kalmıştı. Modern düşüncedeki Tanrı fikri daha çok 'onto- teoloji'deki teolojiye dayanır.
Frederic Nietsche 'Tanrı öldü' derken hangi Tanrı bilgisini kast etti acaba? Gerçekte ikisine de.
*
Bu sözü Frederic Nietsche'ye F. Hölderlin İlham etmiş olabilir. Çünkü Frederic Nietsche'nin iyi bir F. Hölderlin okuyucusu olduğunu biliyoruz. Örneğin F. Hölderlin'in 'Ozanın İşi' şiirinden şu bölümü alalılm.
'Çok zaman var ki bütün Tanrısal şeyler kazanç için
Kullanıldı, ve elden çıkarıldı bütün göksel güçler;
Ve kurnaz, iyilik bilmez bir kuşak
Har vurup harman savurdu iyicil varlıkları.'
(Seçme Şiirler, A. Turan Oflazoğlu. s.119)
Frederic Nietsche'nin 'Tanrı Öldü' fikrini en iyi anlayan, açıklayan kişi hiç kuşkusuz M. Heidegger'dır. Nihayetinde o da iyi bir Hölderlin okuyucusudur. Şiirin özünü göstermek için, Heidegger'ın onca büyük şair arasından F. Hölderlin'i seçmesi bir rastlantı olmasa gerekir. Belki de 'Tanrı Öldü' fikrine doğru giden aşamayı en belirgin şekilde onun şiirlerinde görmüştür, filozof.
Frederic Nietsche'nin bu sözü için diyor ki M. Heidegger: “Nietzsche için Hristiyanlık, Kilisenin tarihsel, dünyevi, politik bir görünümüdür. Kilisenin egemenlik iddiası Batı insanlığını ve Yeniçağ kültürünü biçimlendirmeyi de içerir. Bu anlamda Hristiyanlık, Yeni Ahit’e inananların Hristiyanca yaşaması ile aynı değildir. Hristiyanca olmayan bir yaşam, Hristiyanlığı onaylayıp onu güç aracı olarak kullanabilir, tersine Hristiyanca yaşam da zorunlu olarak Hıristiyanlığa gerek duymaz.' (s. 20) Akabinde aynı metne şunu ekler: 'Tanrı’nın, kilise öğretmenlerinin sarsılan yetkesinin yerine vicdanın yetkesi geçirilir, usun yetkesi kendini zorla kabul ettirir.' (s. 21) Bu cümleler dini bireyin Tanrı'ya çıkardığı lisanın ölümü anlamına gelir.
Heidegger'ın aynı sayfada yaptığı şu tespiti 'Buna karşı toplumsal içgüdü ayaklanır. Duyu-üstü dünyanın yerini tarihsel ilerleme alır.(s.21)' yukardaki paragraftan ayırmak zorunda kaldım. Çünkü burada Hristiyanlık kast edilmiyor, daha çok onto-teolojideki teolojinin ölümüne dikkat çekiliyor. Duyu-üstü, kavramı Heidegger'ın düşüncesinde metafiziği imler.
Frederic Nietsche, her şeyden önce bir felsefeci. Onun bu hususta Copernicus- Galileo sonrası Darwin’le gelen felsefî anlayış dikkatini çeker. Onto- teolojideki evrimle başlayan teolojik kopuşu da fark eder.
*Nietzsche’nin Tanrı Öldü Sözü, Martin Heidegger. (Çeviri: Levent Özşar) PDF olarak da mevcuttur, internette.