Medeniyetçi görüş
Avrupa'da, Avrupa'nın yükselişe
geçtiği tarihlerde (14. ve 15. Yüzyıl) ortaya çıkmıştır. Ve sonra Avrupa'yı vitrin
olarak dünya insanının önüne taşımıştır. Elbet biraz paradan biraz
görgüden, sosyal terbiyeden, bilgiden; biraz
da aristokrasiden ibaret.
Ama
daha öncesinin lümpen Avrupa'sını da toparlamıştır.
Yasalaşmaya ve kültüre önem vererek sokakları ve kamu alanlarını
da kendileri için güvenli ve sistemli hale getirmeye çalışmışlardır. Bugünkü Avrupa'nın her açıdan oturmuş sosyal yapısında medeniyetçi bakışın emeği vardır.
Medeniyetçi bakışın sorunlarından biri onun alt
yapısındadır ve ona kaynaklı eden paranın sömürge ekonomisine dayanmasıdır. İkincisi
de medeniyetçiliği belli kalıplar içinde algılayarak başkalarıyla
paylaşmamasıdır, medeniyet üzerinde
bir tekel kurma çabasıdır.
Medeniyeti
takip etmek istiyorsan parayı takip et, demiş E. Pound. Ama parayı takip etmek
istiyorsan da sömürgeciliği takip etmek gerekiyor. Avrupa
medeniyeti, sömürgelerden elde edilen ganimetler üzerine kurulmuştur, bu ganimetler bittiğinde
Avrupa'nın medeniyetçiliği
de sona erecektir. Bu türden
bir medeniyetçilik bir teori medeniyetçiliğidir. Kendini devam ettirmek için İsmet Özel'in deyimiyle hem acımasız olacak hem
de Akif gibi söylersek tek dişi kalmış canavara dönüşebilecektir.
*
Biz
medeniyetçi miyiz? Elbette medeniyetçiyiz. Ama bu kavramı biz Medine
medeniyetçiliği anlamında kullanıyoruz. Ahlâka işaret ediyoruz. Yani sırf teori medeniyetçisi değiliz, insanlara yardım etmemizi
emreden bir dinin medeniyetçisiyiz.
Ve bu kavramı takip ederken parayı takip etmiyoruz. Çünkü bizim medeniyetçiliğimizde burjuva yoktur. Havas vardır.
Burjuva olmanız içi para
gerekir; ama havas olmanız için tam
tersine bir riyazet, terbiye lazımdır. Aslında medeniyet, İsmet ÖZel'in kültür için kullandığı deyişiyle bir işi
yaparken başkalarına keşke ben de bu işi böyle yapabilsem dedirtmesinde yatar. Zaten Peygamber
Efendimiz bir işi yaparken güzel yapmamızı
buyurmuştur. Bu işi kimler güzel
yapar? Bilenler: Nebiler, tabiun ve havas; Avrupa içinse aristokratlar.
Her
medeniyetin içinde mutlaka öncü bir çekirdek kadro vardır. Biz bunlara öğretmen kuşaklar diyoruz.