Batı, Türkiye’yi iki koldan sarmış vaziyette.
Hem maddi hem manevi olarak azar azar tüketmek
istiyor.
Bunun için karanlık bir militer alanda PKK’yı
besliyor. Diğer yandan görünüşte parlak ve zengin ama içerikte, gerçekte
oldukça ruhsuz, boş ve tehlikeli bir imajla da topluma yeni siyasi öndercikler
gösteriyor.
Yani, PKK ile toprak bütünlüğünü; yeni CHP siyaseti
ile de kültürel ve medeniyet bütünlüğünü parçalamak istiyor, Batı. Son yıllarda
edindiğimiz İslam kardeşliğini bozmak istiyor. Suriyeli kardeşlerimizle,
vatandaşlarımızla aramıza siyasi hendekler örüyor. Gerçi CHP’yi topraklarımızda
yükselten güç, Batılı devletlerin katkısıdır. CHP de onlar ne istiyorsa yapmak
zorunda kalıyor. Çünkü besinini ve gücünü oradan alıyor. CHP’li belediye
başkanları, Suriyelilerin iaşelerini, başa gelir gelmez kestiler. İlk
yaptıkları iş bu oldu. Bu, Türkiye açısından çok tehlikeli bir durum. Oysa
Suriyelilerle biz, modern çağda ilk kez bir İslam kardeşliği, ümmet tecrübesi
yaşadık. Ekmeğimizi, suyumuzu bölüştük. Ama yine de bunu tam manasıyla
yapamadık. Bayağı eksiklerimiz oldu. Ne diyelim buna da şükür. Allah, dünya
küresi üstünde bu tecrübeyi, ümmet kardeşliğini, bizlere bir kez daha
yaşattı.
CHP için, siyasette bahar havası yaşıyor, diye
konuşuyorlar. Oysa ben CHP’de tam tersi bir şey görüyorum. CHP bugün kanun
kaçaklarıyla, terör örgütleriyle, kirli yapılarla işbirliği içinde. Aslında bu
yönüyle bir merdiven altı, underground partisi izlenimi veriyor.
Yeprem Türk