5 Ekim 2018 Cuma

UZUN SÜRDÜ HAZIRLIĞIM


UZUN SÜRDÜ HAZIRLIĞIM, CEVDET KARAL (Everest Yayımları, Mayıs 2017)

İlahi türünü kent hayatında öne çıkaran, metropolleştiren, türlü çapraşıkların ve çıkmazların içinden konuşan bir kitaptır. İlahi deyince mekan olarak eskiden beri camiler ve onların avluları, belli muhafazakar ve müzmin çevreler akla gelirdi. Cevdet Karal şiirinin ilahi söylemesi için bu mekanlara ihtiyacı yok. Hatta:

Kime neyi, nasıl itiraf edeyim
Anlatsam bir anlayan çıkar mı ki
Batakhanelere sızan ezan sesinin
Yüreğe nasıl işlediğini
Bana kalırsa daha yücedir onun hissi
Bir cami avlusunda beklemekten namaz vaktini

Diyecek kadar mekan algısında ve mekanlar arası alt üst sınıf ilişkisinde değişiklik yapmıştır. Ve bu durumda da, kendi açısından haklı olacak kadar bir duygu ve psikoloji yaratmıştır. Ancak, kadim ilahi tarzının övdüğü çevreyi alt edecek kadar bir estetik ve haklı bir durum taşımaz. Sadece farklılık oluşturma adına ilgi çekecek garip bir zevk oluşturuştur o kadar.
İkinci özelliği bu kitabın, Tanrı ile ilişkisinin oldukça duygusal planda olmasıdır. Çoğu şiirde Allah ile iletişime geçilmiştir. Fakat bu iletişimin ham kaldığı yerlerde şiirler, okuyucusuna sanki ‘günah fikrini’ yaşatıyor. Ancak şiirdeki duygusallık ve patetiklik bu fikri öldürüp, okuru şiirin içinde tutmaya devam ediyor. Şiirler  okunup bitirildikten sonra okuyucuyu, bir Molla Kasım olma yoluna sokmaya zorlayan bir intiba kalıyor.

Bu yüzden bu tür şiirler, kuyruk yağı ara ara da vita yağı gibidir. Ateşsiz bırakırsanız donar. Alevi ise miniminallik ve daha çok da patetiklik yani duygusallıktır.

Arada spontanlık göze çarpıyor, Cevdet Karal şiirlerinde. Fakat spontan gelişen yerler, yukarıdaki benzetmemizin dışındadır. Spontan kısımlar daima akıcı ve sıvı haldedir. Katılıktan uzaktır. Gönlün kağıda düşürdüğü berrak fragmanlardır. Zaten şiirlerin bu parçalarının da yüzünde ışık, canlılık, hayat vardır.

Yeprem Türk