Milletimizin fertlerine
telkinler, çocuklukta verilir. Bu bir rüya ile ya bir ortamla ya da hızırla olur.
Mecnun’a mecnunluğun ilk
satırları belli belirsiz çizgilerle çocuklukta gelir.
Örneğin Aşık Sümmani,
çocukken köylerinin yakınındaki bir dağda gördüğü rüya ile aşıklığın ilk
basamağına adım atar.
Yahya Kemal’in çocukluğu,
Üsküp’teki Rıfai Tekkesi’nin zikir sesleri arasında ilk duasını alır.
Bazen bir veli, alim, hoca;
çocuğun kalbine ön tohumlar atar. Çocuk geleceğini ona göre şekiller.
Zaten psikologlar da bugün,
çocukluğun insanın hayatının temelini oluşturduğunu söylerler.
Kötülüğün, hasisliğin,
kıskançlığın kökleri de yine aynı çağlarda insana yerleşir.
Bu yüzden duasız çocuk
duasız çocukluk olmaz.
İyi ve maneviyatlı ekim
yapılan çocukluk, soy bakımından geçmişini de geleceğini de memnun eder.
Yeprem Türk