5 Kasım 2017 Pazar

DENGE


Hem İslam felsefesinin hem de diğer bir kıymeti harbiseyi olan  anlayışların en temel vurgusunun ‘denge’ olduğu görülür.

Örneğin Kınali Zade Ali Çelebi adaleti bile vasattan görür. Her nesne ki vasattan çıkıp ifrat ve tefrite döner ona adalet isminin verilmesi galattır, hatadır, der. Dostun vasatta, dengede olanının tercih edilmesini salık verir.
İbn-i Sina, hastalıklı bedenlerin ve ruhların hangi tarafı eksik ise onun tamamlanarak yani dengeye kavuşarak iyileşeceğini söyler.

İbn-i Haldun, medeniyetlerin en yüksek seviyesini her alanda, şiirde, sanatta, siyasette, alışkanlıklarda olsun dengenin sağlandığı zamanlarda yaşandığını söyler. Bu dengenin aşırılıklara yönlendiği andan itibaren medeniyetlerin çöküşe geçtiğini belirtir. 

Platon, şiir ve şairi ifrat ve tefrite mütemayil olduğu için devletinde barındırmak istemez. Estetiğin ve zevkin zamanla bir hazcılığa dönüşeceğini, kişiyi esir alacağını, onu işrete yönlendireceğini ve topluma bir fayda vermeyeceğini düşünür.

Ancak bu dengelerin en mükemmeli Peygamber Efendimiz’in ümmetinde tecelli etmiştir.  Vasat Ümmet ile altın oran, denge anlayışı salık verilmiştir.

Ve medeniyetin en güzel hali, şiirin en mükemmel durumu, sanatçının en kavrayışlı olduğu an aslında birer denge ışımalarıdır.



Adem Kalan