14 Ekim 2017 Cumartesi

FAYRAP 100. SAYI




Fayrap yüzüncü sayıya gelmiş. Dalya demiş. Son iki senenin en orijinal nüshası olmuş. Şiirleriyle değil.  Metinleriyle. Özellikle Hakan Arslanbenzer’in ‘Gerçek, Avrupa’yı Terk Etti’ yazısını öneririm, okuyuculara. Metin, kültür savaşlarının, dünyada yaşanan zulümleri nasıl gizlediğini, gölgelediğini anlatmış. Bu durumun gerçeğin üzerini perdelemek amacıyla kullanıldığını söylüyor. Gerçi Avrupa’da kaybolan binlerce Suriyeli, Iraklı çocuğun akıbeti bilinmez iken, kültürel iktidarın sağda mı solda mı olduğuna kafa yormak insanlığın ne derece alıklaştığını da gösterir. Sanatla iktidarı değil oysa, insanlığı, emeği, ruhu ihya etmeliyiz. Hak’kın ve adaletin peşine düşmeliyiz.

Eren Safi bu sayıda hayatının en ilginç yazısını yazmış. Aslında o yazı, Fayrap dergisinin özünü meydana çıkarmış. İslam coğrafyasında yayımlanan önemli birçok derginin neden dış kaynaklı fonlarla çıkarıldığına kafa yormuş. Bu yazı okunmalı ama metne fazla da itibar edilmemeli. Neden derseniz? Necip Fazıl’ın bir devletlüye söylediği sözlerde gizlidir gerçek. ‘Onların (Amerikalıların) dediğini yapar gibi gözük ama bildiğini yapmaya devam et’. Bu bizim, ilk dönem cumhuriyet tarihimizin en belirgin trajedisidir.  Cumhuriyetin ilk dönemlerinde fikir coğrafyamızın böylesi bir iç hesaplılığı var.

Ancak Eren Safi’nin Süleymaniye Camii gibi görkemli camilere bir zamanlar hınç duyduğunu o yazıyla öğrendim. Küçük, bakımsız camilere hayran olduğunu da. Acaba Fayrap, küçük camileri yoksul, halktan görürken büyük camileri de neredeyse felsefesinde olumlu anlamda yer vermediği kodamanlara, zenginlere, müsriflere mi benzetti? Sorunlu bir bakış açısı aslında bu durum. Bunun konuşulması da gerekir.


Y.Türk