İslam’ın ilerleyişi
Osmanlının çöküşe geçmesiyle kesilmişti. Osmanlı; Mekke ve Medine’de başlayan
İslam teşekkülünün son sınıra erdirilmiş halidir. Osmanlıdan sonra İslam
ilerlemedi, gerilemeye başladı.
Kurtuluş Savaşı ile bu
gerileme, Anadolu’da sabitlendi. Fakat vesayet ile yönetilen bir ülke konumuna
düştüğümüz için bu sabitlenme teması pek anlaşılamadı. 15 Temmuz Direniş ile bu
durum idrak edildi ve tekrar ilerleme ruhuna geçiş yapıldı.
Bugün İslam topraklarında
meydana gelen krizlerin anahtarını çözecek altın bir kilit gibi durması bundan
15 Temmuz Direnişi’nin.
15 Temmuz Direnişi,
çağımızda birçok ülkeye ilham vermiş görünüyor. Örneğin Katar’ın ABD’nin öncülüğünde kurulan
vesayet ideolojine hizmet etmeğe rest çekmesini sağlayan şey aslında 15 Temmuz
Direnişi ruhunun derinliklerinde yatmaktadır. Diğer başka İslami oluşumların da
bu tema etrafında beslenebileceği bir prototip olarak durmaktadır, bu ruh. Üstelik bu
prototipin, Batılı sömürüye karşı koyan ilk modern örnek olması dikkat çekicidir.
Hemen güneyimizde yer alan
güvenli bölgelerin kurulmasında, oradaki Müslümanların en azından yeni bir
siyasi organizeye geçmesinin temelinde 15 Temmuz Direniş ruhuna duyulan güven
yatmaktadır yine.
Katar da son tahlil de
Batılı sömürgeye karşı çıkarak 15 Temmuz Direnişi ruhuna uyum
sağlamış görünüyor.
15 Temmuz Direniş ruhu, yeni
bir yapılanma olarak siyaset sahasındaki konumunu bundan sonraki yıllarda daha
da konuşturacaktır. Etki sahasını genişletecektir.
Y. Türk