Yeprem Türk’ü, Yediiklim’e şiir gönderdikçe Anadolu’dan, Ali Haydar Haksal’ın bahsetmesiyle tanıdım. Aman bu çocuğa dikkat
edin çok özgün ve yetenekli dedim. 2000’li yılların ortalarını geçmişti
sanıyorum. Bir toplantıda Erkan Kara
tanıştırdı. Yeprem, çok saygılı. Çok şair yetiştirmiş Maraş ekolünden geliyor.
Bizim Erkekli aşiretinin yarısı da
Maraş’ı iskan edinmiş zamanında. O yüzden mi bilmiyorum, kanım çok ısınıyor
Yeprem’e. Yeprem Türk, benim ona karşı olan abilik görevimi abartıyor. Bana bu kadar minnet duymasına gerek yok.
Hakkımda çok yazı yazdı. Bunu ona cevap
olarak algılamayın lütfen. Sanıyorum bu güne kadar ilk kitabı ‘Önemli Olan’dan sonra üç şiir kitabı
daha çıkardı. M.D. kısaltmasıyla anlattığı Mehmetli Devleti onun siyasi poetikası gibi. Uzun tek nefeslik bir şiirdir, bu. Milletimde Muhammed’in Cemali’ adlı üçüncü
kitabında daha çok ‘Allah, Peygamber, Millet, Vatan sevgisini’ işleyen şiirler var
gibi gözüküyor. Son kitabı 15 Temmuz’a YAKMA’da özellikle son bölümde ve
beyitlerde orijinal mısralar var. Böyle demek küçültür, kitabı. Beyitler
mükemmel ve orijinaller.
‘Şu kızıl şu yeşil
elmasıyla ağaç
Bir erkek bir kıza İstanbul olsa ‘
Bir de Yunus Divan’ı
kalsa buralar
Ulu kucak olup insanı
sarsa’
Ayrıca Yeprem Türk’ün
mütefekkirliğini yaşattığı Kuruluş
dergisi çabası var ki, onu dergili şairler silsilesine yani Mehmet
Akif’e; Büyük Doğulu Necip Fazıl’a ve Dirilişli Sezai Karakoç’a bağlıyor. Bu, onu misyon adamı kılıyor.
Yazımızı Yeprem Türk’ten bir şiirler bağlayalım.
ÇALSA
Nasibim
düdük dışarıda yapabilse
Rüyada
doğmuş orda kalmasa
Taksim
içinde terbiyeli düüüt’üyle
Dümbelek
amcası onu bir böyle görse
Ondadır
ulu göğüs şişse şişse
İstanbul’da
dolup Şam’da boşalsa
Öldüğümün akşamı biri bu düdüğü
Ahretin
arka kapısında çalsa
03.03.2017-
Küçükyalı
Osman
Serhat ERKEKLİ
Salih CAN