Medeniyetimiz tatile çıkınca, yani aslında Musa gibi dağa çıkınca, dağın
eteklerinde buzağı ideolojileri boy verdi. Ve bunun yanında birçok put
edinildi.
Yıllarca İslam yokmuş gibi davranıldı.
Darbelerle, muhtıralarla ümmet köklerine küstürülmeye çalışıldı.
Ülkeyi bölmek, yok etmek için Avrupa önderliğinde hendekçilik davası
güdüldü.
Geziyle; ümmetin değerleri, alametleri, tarihi tepelenmeye çalışıldı.
Hastalıkların sultanı mikrop, neredeyse ülkemizde kral ilan edilecekti.
Nura, ışığa, feyze, sağlığa tahammül edilmeyecekti.
Git gide vücut yoruldu.
Bilgi yoruldu.
İyilik yoruldu.
Ahlak yoruldu.
Şiddet bile yoruldu.
Aymazlık yoruldu.
Ancak aymazlar yorulmadı.
Kötülük yoruldu.
Kötüler yorulmadı.
Ki sevene ve bekleyene de Tanrı sevgisi gecikmezdi.
Ve o sevgi nurlu bir kanat, feyzli bir el gibi, emin millete emin bir
kale gibi indi. Ümmet, direndi.
Kuşatmayı kırdı. Ülkesini ve ülkesindeki varlığını emin kıldı. Şeytani çemberi
bertaraf etti.
Artık Türkiye’de 15 Temmuz Direnişi’nden beslenmeyen bir akım, bir
siyasa mümkün değildir. Musa dağdan inmiştir. Medeniyetimiz artık, etkisini
binlerce yıl sürdürecek, başlı başına bir 15 Temmuz iklimindedir.
Ve bu iklimin direği dindir: İslam’dır.
Y. Türk