Eurapo, kendi arzında bir kişilikken sonra belli bir birlik
fikrine ulaştı. Hatta bir mekanın, bir uygarlığın adı haline geldi.
Bu mekan ve bu kişilikle hareket eden mantığa, ayrı bir uygarlık mesleği olan Avrupacılık
dendi.
Avrupa birliği Avrupa ruhunu taşıyanları bir mana içinde yaşatmaya
çalışırken, ayrıksı medeniyet unsurlarını ise bir devşirme aracı, sistemi
haline getirmeyi de bildi. Avrupa Birliğine girmek istemek aslında devşirilmeye
hazırım demektir.
Arupa, daha sonra İngiliz
ruhuyla Amerika’yı doğurur. Buradan da
Avrupa’nın başka bir ruhu olan kapitalizm aşaması başlar. Yani uygarlık ruhu
ekonomik aşamasını da böylece tamamlamış olur.
Şimdi ise aynı ruh Atlantikçiler libasında devam etmektedir.
Bunlar olurken Avrupa’da, bunların rağmına Rusya ve Çin’de Komünizm
ruhu devredeydi. Ve Komünizm siyaseti
şimdilik kendisini kapitalizmle harmanlayarak Avrasyacılar olarak yeniledi.
Bir zamanlar Komünizma ile Kapitalizm arasında pay edilen dünya şu
an Anlantikçiler ve Avrasyacılar şeklinde bloklanmaya çalışılıyor.
Demek istediğim şu. Avrasyacı
ya da Atlantikçi olmak Türkiye açısından geçici bir sürece delalet
edebilir ancak. Bunların hiçbiri
Türkiye’nin asli ekseni değildir. Çünkü iki bloğun da konuşturduğu persona
Müslüman değil aksine Hristiyan personalardır.
Mehmedilik, uhrevi bir
kökten gelir ve belli bir mekanın da sermayesidir. Bu kök ve bu sermayedeki persona bizimdir.
Adem Kalan