12 Mart 2016 Cumartesi

Farisiler ve Mehmediler



Farisiler ve Mehmediler. İslam dünyasının, aynı ümmet bütünün iki ayrı insan tipleri.  Birinde merkez resmiyette Ankara’ya ama medeniyet ekseninde İstanbul’a bakarken; diğerinde Tahran’a kayar. Bu durum, şakuli vaziyetlerinden kaynaklanır. Biri Ankara’ya diğeri Tahran’a derken bunları biribirinden ayırıyor muyuz acaba? Hayır.  Aynı Ümmet çatısı altındaki iki farklı medeniyet yorumcusudur, bunlar. Mehmediler ve Farisiler. 

Büyük İskender’in devletinin dağılması bir; Osmanlı devletinin çökmesi ikidir. Bu iki bitiş de sonralarına büyük kargaşalar ve toprak kavgaları bırakır. Ama topraklar ve ülkeler ne kadar dağılmışsa da geniş coğrafyaları kapsayan milletlerin ortak karakterleri sürmüştür. Örneğin Batılı devletler Osmanlıyı çökertse de milletin karakteri ortadan kalkmamıştır. Devletler yitebilir, ancak milletin karakteri sınırları aşarak fıtraten yaşamaya devam eder. Mesela Suriye Mehmedilerden ve Farisilerden oluşan bir yapıya sahipti. Sonuçta Suriye bu şekle göre bölünmek zorunda kaldı. Hakeza Yemen. Ayrıca Kürt nüfusunun yoğun oduğu bölgelerde ve bazı Balkan ülkelerinde, Kafkaslarda Mehmedilik hakimdir. Bu durum ümmetçilikle yoğrulup milletimizin doğası haline gelmiştir.

Bazen bakıyorum da İran ile bir Vahdet olayından filan bahsediyorlar. Türk ve Kürdün Mehmedilik vahdetini gümletmek isteyenler dillendiriyor bunu daha çok. Farisiler ile Mehmediler arasında o denilen anlamda şimdilik böyle bir şey mümkün değildir. Ümmet olarak zaten bir vahdet durumundayız. Sünniler ile Şiiler arasında an itibariyle Haz. Peygamber (sav) ile Hz. Vahşi arasında yaşanan ilişkiye benzer bir ilişki var. Biri ne zaman hatalarından dolayı fazla yanar, diğeri de onu bağışlar gerçek vahdet işte o zaman olur.  Bırakalım Farisi olan Farisi olsun; Mehmedi olan da Mehmedi. Sonuçta aynı ümmet ağacının iki dalıyız.


Yeprem Türk