Farisiler ve Mehmediler. İslam dünyasının, aynı
ümmet bütünün iki ayrı insan tipleri.
Birinde merkez resmiyette Ankara’ya ama medeniyet ekseninde İstanbul’a
bakarken; diğerinde Tahran’a kayar. Bu durum, şakuli vaziyetlerinden
kaynaklanır. Biri Ankara’ya diğeri Tahran’a derken bunları biribirinden
ayırıyor muyuz acaba? Hayır. Aynı Ümmet
çatısı altındaki iki farklı medeniyet yorumcusudur, bunlar. Mehmediler ve Farisiler.
Büyük İskender’in devletinin dağılması bir; Osmanlı devletinin
çökmesi ikidir. Bu iki bitiş de sonralarına büyük kargaşalar ve toprak
kavgaları bırakır. Ama topraklar ve ülkeler ne kadar dağılmışsa da geniş
coğrafyaları kapsayan milletlerin ortak karakterleri sürmüştür. Örneğin Batılı
devletler Osmanlıyı çökertse de milletin karakteri ortadan kalkmamıştır.
Devletler yitebilir, ancak milletin karakteri sınırları aşarak fıtraten yaşamaya
devam eder. Mesela Suriye Mehmedilerden ve Farisilerden oluşan bir yapıya
sahipti. Sonuçta Suriye bu şekle göre bölünmek zorunda kaldı. Hakeza Yemen. Ayrıca
Kürt nüfusunun yoğun oduğu bölgelerde ve bazı Balkan ülkelerinde, Kafkaslarda
Mehmedilik hakimdir. Bu durum ümmetçilikle yoğrulup milletimizin doğası haline gelmiştir.
Bazen bakıyorum da İran ile bir Vahdet olayından filan
bahsediyorlar. Türk ve Kürdün Mehmedilik vahdetini gümletmek isteyenler
dillendiriyor bunu daha çok. Farisiler ile Mehmediler arasında o denilen
anlamda şimdilik böyle bir şey mümkün değildir. Ümmet olarak zaten bir vahdet
durumundayız. Sünniler ile Şiiler arasında an itibariyle Haz. Peygamber (sav)
ile Hz. Vahşi arasında yaşanan ilişkiye benzer bir ilişki var. Biri ne zaman
hatalarından dolayı fazla yanar, diğeri de onu bağışlar gerçek vahdet işte o
zaman olur. Bırakalım Farisi olan Farisi
olsun; Mehmedi olan da Mehmedi. Sonuçta aynı ümmet ağacının iki dalıyız.
Yeprem Türk