23 Ağustos 2015 Pazar

Milletin Mucizesi

... Ne var ki ben küreselleşmenin ulus devletin yerini alacağını sanmıyorum. Daha ziyade yeni dönemde vurgu ‘ulus’ yani siyasallaşmış hakim etnik ulusal birim üzerinden değil ‘devlet’ üzerinden olacaktır...’ (Kemal H. Karpat, Türkiye ve Orta Asya, 2014, S.277)


Ben, devletçi bir zihniyetten olmakta alengirli bir durum görmüyorum. Bilhassa çocukluğunu ve gençliğini parasız yatılı okullarda geçirmiş biri olarak böylesi bir inşayla vefa ve insanlık borcumu ödüyorum.  Mesela ayağıma ilk giydiğim kundurayı devlet uzatmıştır bana. Hala unutmadım pırıl pırıldı. Hakeza büyük kitaplarla ilk tanışmalarım, dünyaya açılan ilk pencerelerim yine devlet yani millet eliyle oldu. O zaman anlamıştım devlet bu milletin mucizesidir. Bilirsiniz vefasızlık kişiliksizlere ve dalaksızlara yakışır. Hele kendisini ancak bir devlet diliyle yansıtabilen ve bunun yanında belki de dünyada en iyi devlet lisanını kuran bir millete mensupsam bu görev benim için kaçınılmazdır. Devletin, bir milletin müşterek yansıması, iyi zamanlarda kötü zamanlarda geleceğe toplu  akışı olduğunu bil tecrübe hissetmişseniz devlet sizin için bir baskı aygıtı algısından daha öte başka şeyler ifade eder. Ve devletin bizde çoğu kez hayırda bir imece işi olduğunu akıl edersiniz.


Yeprem Türk