Anadolu İrfanı Çatısı
Anadolu’nun kendine has
bir İslamlaşma şekli olan Horasan anlayışı, dünden bugüne içinde barındırdığı
evrensel İslami değerlerle Anadolu irfanına birçok Pir hazırlamıştır. Bunlardan
biri de mesela Hacı Bektaş Veli hazretleridir. Bugün içinde sevgi, hoşgörü,
dostluk vurgusu barındıran birçok ekol ve okullar, yetmiş iki
çeşit ama tek millet olan Anadolu insanını bir arada tutabilmiştir.
Burada yetişen erler Anadolu ‘da neredeyse herkesin birden Piri oluvermişlerdir. Mesela tasavvuf irfanına temel teşkil eden Şeyh Edebalı yeri geldiğinde bir alevi Piri
olarak lanse edilebilmiştir (Yaşayan Alevilik, Abbas Tan, Sayfa.63) Ancak son zamanlarda bu eğilimin önüne geçilmek istendiği söylenebilir. Buna neden
olan şeyinse, Anadolu irfanın yoluna ağırlıkla yine benzeri yollarla devam etmesi
ve bu irfana talip olanların bu unsurlardan çeşitli
nedenlerle uzak tutulmak istenmesidir. Anadolu’da
aynı irfanın Nakşilikle yaygınlaşması
elbette Sünnilikle iç içe olmuştur.
Ama bu, alevi kardeşlerimizi Anadolu özünden uzak tutmaya
yeterli şey midir, bilemiyorum. Dün
Bektaşilikle aynı halkın ruhuna gıda taşıyan
ışık ehli bugün Nakşilikle de aynı görevi gerçekleştirmektedir. Yani Anadolu irfanı denen şey yoluna bir şekilde çeşitli
kollardan ve yönlerden Anadolu İrfanı çatısı
altında devam etmektedir. Bazı
insanlarımızın bugün kendilerini Sosyalist – Leninist, Mezhepçi ve Irkçı
yapılar içine atmaları bu ortak irfan
okulunun terkiyle açıklanabilir. Bazılarının
geleceği, Hacı Bektaş Veli, Malik Ejder … gibi pirlerde ya da Anadolu irfanında
aramaları değil de Marksist – ateist-
materyalist koalisyonunda bulma yoluna gitmeleri boşuna değildir. Bu olay, aslında
bir yol ayrımıdır da. Bazıları için bu ayrım ya Anadolu irfanı ya da yukarıda
bahsettiğimiz Anadolu karşıtı koalisyon, şeklinde iki
seçenek sunmuştur.
ADEM KALAN