30 Mayıs 2015 Cumartesi

Kahraman Eksenli Siyasetin Düsturları




11.   Ziya Gökalp’in esasları, Batı’ya entegre olma kabiliyetiyle kendini gösterir. Kahramanın düsturlarından biriyse Batı’yla zihinsellik meselesinde evvel ve ahirde uzlaşmamasıdır.
Tanzimatçılar, Batı uygarlığı ile Osmanlı uygarlığını birbiriyle uzlaştırmaya çalışşlardı. Oysa birbirine karşıt iki uygarlık bir arada yaşayamazlar. Düzenleri birbirlerine aykırı olduğu için, birbirlerini yok etmeye çalışırlar. Doğu ve Batı’nın siyaset etme biçimlerini böyle yorumlar Ziya Gökalp. Aslında kahramana dayalı siyasetin bir görevini bu cümlelerle ifade eder. O da şudur: Batı siyasetine karşı uyumsuz olup bir set oluşturmak. İslam topraklarına Batı’nın boşanmasını bu tarz siyasetle engellemek. Ziya Gökalp  Batı’ya uyum sağlamış bir siyaset üzerinde kafa yormuş birisi olarak tabii Kahraman eksenli bir temele dayalı Osmanlının bu uyumsuzlukta bir an önce lağvedilmesini düşünür. Batı'nın siyasi yollarının açılması gerektiği kanaatini taşır. Ama yine de bu cümlelerde Doğu ve Batı’nın yani kahraman eksenli politikayla Batı politika tipinin ayırdına varabilmiş olabilmesi Gökalp’in önemlidir. Tanzimatla başlayan Batı’ya uyum sağlama meselesi, önce kahramanın, sonra büyük devletin yitmesine neden olmuş en son 1980’lerde bu süreç şiirin tükenmesine mutabık Türkiye’yi ve milleti bitirme noktasına getirmiştir. Bu açıdan rahatlıkla şunu söylebiliriz. Tanzimat ve Islahatla başlayan taviz seksenlerde zirveye ulaşş. Doksanlardaysa bir silkelenmeyle bu yok oluş süreci çıkışa çevrilmiştir. Kahraman kelimesinin edebiyatımızda  en az yetmiş ve seksenlerde en çok doksanlarda kullanılmasının burada düşünülmesinde fayda var. Sonuç: Kahramana uyum, bizi Batı’nın ekonomik, siyaset biçimlerinden korumak, ayırmak zorundadır. Bu, onun doğasında vardır ve görevlerinden bir tanesidir.


Yeprem Türk