Kahramanlar toplamı, milletin külliyatıdır. Medeniyetimizin ve devletimizin sınırlarını kahramanlarımızın kabristanları belirler.
Modern insan, tıpkı modernlik gibi. Bir şeyi bir taraftan yaparken öbür yandan söküyor. Bir şeyi yaşatıyorum derken bir başka şeyin katili olmaya benzer bir durum yaşıyor. İsmail Yurdakök’ün Diriliş Postasında yapmış olduğu tarih okuması, dediğim şeye uygun bir tavırda. Yurdakök, tarihe ucuz ve yan etkisi olmayan terapi adlandırması yapıyor. Böyle diyor ama aynı metinde IŞID denen şeyin bin yüz yıl önceki Karmatilerden etkilendiğinden bahsediyor. IŞID’ın ilham aldığı yer olarak Karmatileri gösteriyor. Yani aslında metninin ana fikrini biçiyor. Neyse benim dikkatimi bu yazıda daha çok şu çekti. Yurdakök’ün kahramanlar toplamı denen millet külliyatını hor görmesi. Der ki Yurdakök ‘Tarih Türkiye’de uzun yıllar, kahramanlar geçidi olarak nesillerin karşısına çıkan bir bilim dalı oldu. Halbuki Kur’an da ‘Marangoz Habib’ Mahkum Yusuf (a.s.)’ Yoksul Talut’ gibi sıradan insanlardan bahsediliyordu… küçük sürüsü ile hayvancılık yapan Şuayb Aleyhisselam da sıradan insanlardı.’ Bu tespitin oysa kahramanlarımız nezdinde tersinden bir karşılığı yok. Bizim kahramanlarımızın, bu ünvanı hak edenlerin sadelik içinde yaşadıklarını biz biliriz. Selahaddin Eyyübi mesela. Akşemseddin. Şeyh Şamil. Vs. Ama bir şey daha var. Bizim değerlerimiz geleceğe kahramanlar üzerinden taşınır. Kudüs deyince ilk elden bir kahraman düşer aklımıza. İstanbul hakeza. Üstelik kahramanlık olayı değişmiştir. Kahraman, İslamca bir düşüncenin, siyasanın, eylemin adıdır. Yeri gelmişken söyleyelim, IŞID’ı ortaya çıkaran nedenleri sorgulamalıyız, diyor Yurdakök. Halbuki IŞID’ın kahramansızlıktan (karaktersizlikten) Doğu’nun ortak bir kişilikte buluşup millet olamama halinden faydalanarak çıktığını biraz düşünse görecektir.
Adem Kalan
NOT. SÖZ KONUSU METİN DİRİLİŞ POSTASI 23 MAYIS 2015 TARİHLİDİR