Modern cumhuriyetler, eski imparatorlukların kart gibi tekrardan karılmasıdır. Etnik kökenlerle gelen devlet fikri büyük yapıları yerinden etti, onları parçaladı ama bu parçalardan şimdi yeniden büyük yapılar huruç etmek üzere. Önümüzdeki yüzyıl, dünya için bu cumhuriyet kartlarından oluşan büyük yeni yapılara gebe. Biz, buna dünyada geniş çaplı kimlikli devletler oluşturma diyoruz. Bazıları da medeniyet bazıları da uygarlık, der. Güçlü devletler, bu anlamda ruh olarak sirayet ettiği ve etmeye çalıştığı yerleri kendi anlayışıyla kolonileştirme ya da topraklarına katma uğraşısında. Dünya üstünde, etnik temellerle gelen cumhuriyetler çizgisi sona erdi. Belki de artık etnik kökenle gelen bir devlet modern dünyada daha kurulamaz. Bu zemindeki parçalanma had safhaya ulaştı. Etnik kökenle beliren devlet fikri bir bakıma siyasette de asgari bir ahlaktı. Ve bu ahlakla doğan siyaset yer kürede dairesini tamamlandı. Tekrar o eski başa yeni yordamla, formatla dönüldü.
Bizse millet olarak hiçbir zaman devlette- siyasette- medeniyette asgari bir ahlâk ile olmadık. Hep onu aşmaya çalıştık. Bizim medeniyet ve siyasetimizdeki ahlâk, tarihi genellik içinde ahlâk-ı kebir olmuştur.
Eski beylikler, modern çağda cumhuriyetler olarak belirdi. Siyasetin beylik istiaresi, cumhuriyet istiaresine dönüştü. Eskinin o Büyük Doğu beylikleri bugün Büyük Doğu cumhuriyetleri oldu. Ama aralarındaki o kopmaz tarihî bağ hâlâ var.
Belki de böylesi bir ilerleme de İslam ülkelerine bekledikleri fırsatı, gelişmeleri ve kaderi sunacaktır. Bugün dünyada siyasi istare değişiyor. Aslolan Büyük Doğu'yu tutmaktır. Hem de sağlam tutmaktır. Büyük Doğu Birliği; hem Amerika hem Avrupa hem de Rus yayılmacılığının önüne set çekecektir.