8 Nisan 2017 Cumartesi

&


Coğrafyalar değişiyor, insan değişiyor. Doğrusu şudur: Önce insan dönüştürülüyor, sonra coğrafyalar değiştiriliyor. Son birkaç yüzyıldır, toprağın insan mayasındaki etkisini iyi bilen Batılı siyasetçiler, doğu coğrafyasını ve insanını karşılıklı olarak neredeyse baştan yaratmaya çalışıyorlar. İslam topraklarında her yüzyılda bir yeni coğrafi ve kültürel konumlar belirliyorlar. Her asırda, Doğu’da, yeni devlet ve millet dilimleri oluşturuyorlar. Coğrafyayı, bir imkana değil, zindana dönüştürüyorlar.
Necip Fazıl’ın diliyle söylersek, Büyük Doğu ailesini parçalıyorlar. Mehmedileri ayrı ayrı ülkeler şeklinde bölmelere ayırıyorlar. Oysa birçok parçaya bölünen bu coğrafyalar birbirlerine karşı farklı soylardan gelmiyorlar, temelde, amca coğrafya, anne coğrafya, yeğen coğrafyalar olarak duruyorlar.
Ve coğrafya ile birlikte insanımızın güzellik ve değer algıları değiştirilmeye zorlanıyor. Vatan, millet gibi kavramların milletimizdeki değerli akislerini silmeye matuf çalışmalar yapıyorlar. Bu arada birçok kadim duygumuz, kavramımız, yargılarımız kırılıyor, dökülüyor.
Ancak, bu gidişin devam edeceğine, 15 Temmuz sonrası, inanmak pek makul değil. Çünkü 15 Temmuz ile Batı siyasetinin Türkiye’ye akışı kesildi. Şimdi aynı akışın diğer coğrafyalara olan kısmını da kesmesi gerekir Türkiye’nin. 


Y.Türk