İkinci
mesele millet konusudur. İslamcıları bu konuda anlamam mümkün değil. Tüm
Müslümanlar tek millettir diyor, Hayrettin Karaman. Sonra tek devletle de
yönetilmelilerdir şeklinde ekliyor. Yani dünya küresi bugün Müslüman
haline gelse, dünya tek devletten müteşekkil olması gerekir ona göre. Bu kadar
geniş hacimli bir beşeri evreni tek devletin kaldıraçları taşıyabilir mi? Bunu
düşünmüyor. Elbette taşıyamaz. Dediğimiz gibi şimdilik bu konuda üretilen
metinler çok yabani ve ham. Denge yok. Bazen en küçük farklılıklara göre
ayrıştırıp küçük devletçikler peşinde koşan bir anlayış bir tarafta; buna
karşılık tüm Müslümanların tek devlet şeklinde yönetilmesi gerektiği şeklindeki
mübalağa ise öbür taraftadır. Oysa milletin, devletin de azami ve asgari olarak
yük taşıma sınırları vardır. Mesela milleti ırk manasında
kullanamayacağımız gibi milleti din anlamında da kullanamayız. Hayrettin
Karaman ‘Milletin din manasında kullanıldığının en açık örneği Yusuf
Suresi’ndeki şu ayetlerdir diyor: ‘Yusuf şöyle cevap Verdi: …Şüphesiz
ben, Allah’a inanmayan, aynı zamanda kendileri ahireti de inkar etmekte olan
bir kavmin milletinden uzaklaşıp geldim. /Atalarım İbrahim, İshak ve Yakup’un
milletine uydum…’ (Yusuf: 37-38)
Oysa bu
ayetlerde …Atalarım İbrahim, İshak ve Yakup’un milletine uydum… denmekle
ümmet milletine doğru bir gidiş var. Resulullah da Müslüman cenazeleri
defnederken ‘Bismillâhi ve alâ milleti resûlillâh...' şeklinde bir ibare kullanırdı. Bizim
Mehmetli Milleti olmamız da zaten bu ibarenin ışığında gelen yeni bir millet
yorumudur. Dünkülerin yüzünde Yakup’un, İshak’ın cemali varken bugün
milletimizde Muhammed’in (s.a.v) cemali vardır. Aslında aynı şeydir. Ama
farklılık da vardır. Bu da millet kavramı yoluna salimce yürüsün diyedir. Üstelik Ümmetçilik üst daire
iken; millet ve devletler iç dairelerdir. İslamcıların, bu kafa karışıklığını
önlemeleri adına İslamcılık yerine Ümmetçilik lafzını kullanmaları onlara fayda
sağlar.
Yeprem Türk