1 Ocak 2016 Cuma

Türkçe, Muhammed'in (S.A.V.) Mehmedi'nin Ağzındadır.


Dil üzerine bilinen en genel yargı şuydu. İnsan, dili konuşur. Sonra Wittgenstein bunu tersine çevirdi. 'İnsan, dili konuşmaz; dil, insanı konuşur.' dedi.  Aslında yazıyı tura yaptı. Bizse dilimizin tarihi akışına bakıp, yani Çağatayca...Osmanlıca şeklinde adlandırılmasını göz önüne alırsak şöyle diyebiliriz. Yazıya ve turaya değil o yazı ve turayı taşıyan madenin kendisine yönelmeliyiz. Yani dili kişilik konuşur demeliyiz.

Tükçe, Muhammed''in (S.A.V) Mehmedi olarak konuşulan dildir.  Günümüz için ifade edersek bu karakterin sıfatlarıyla beslenen bir lisandır.  Çünkü diller genelde kişilikle konuşulan, ifade gücü taşıyan bir şeydir. Kişilik yoksa  konuşma lisanını veya yazı dilini taşıyacak sütun yok demektir. Avrupa dillerinin kökü ve gücü Europa'dan gelir. İngilizce, Fransızca hatta Almanca  öncelikle bu temelin bir ifadesidir. İncil gibi kutsal kitaplardan beslenseler bile öyledir. Aslında İngilizce, İncil veya Hristiyanlar adına konuşan Europa karakterindedir. Bizde ise Kur'an dili olan Türkçe, kendini Mehmet kişiliği üzerinden ifade eder. İngilizce nasıl Europa'nın dalağından çıkıp gelirse Türkçe Mehmet'in yüreğinde, kalbinde, zihninde oluşarak meydana çıkar.  Bu, dünyanın güçlü dillerinin neredeyse ortak tavrıdır. Örneğin Hint dili, neredeyse bir Buda dilidir.  Düşünün:   Hintçe: Budaca. Hint dili, Buda'nın  ritminde- tutumunda yani  onun mahiyetinde bir dildir.


Yeprem Türk